MAHKEMESİ : Kayseri 3.İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11.10.2011NUMARASI : 2011/295 E-2011/736 K.Taraflar arasındaki “imzaya itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri 3.İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne, davacının inkar tazminatı isteminin reddine dair verilen 10.11.2009 gün ve 2009/644 E-2009/998 K. Sayılı kararın incelenmesi davalı/alacaklı ve davacı/borçlu vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 13.05.2010 gün ve 2009/30487 E., 2010/12299 K. sayılı ilamı ile;("...1-Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine;2-Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK'nun 170/son maddesinde itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötü niyetli veya ağır kusurlu bulunduğu takdirde alacaklı aleyhine senede dayanan takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedileceği düzenlenmiştir.Somut olayda borçlunun imzaya itirazının kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmesi yerindedir. Borçlu D.. Yün.Tekstil San.Tic.Ltd.Şti. çekte keşideci olup, dayanak çek hamiline düzenlenmiştir. Takip ilk ciranta (S.. T.. Tic.ve San.AŞ.) konumundaki hamil tarafından, keşideciye karşı yapıldığından ve bu nedenle de yetkili hamil olan alacaklı, itiraz edenin imzasının borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğundan, İİK'nun 170/son maddesi gereği takipte ağır kusurludur. Bu durumda mahkemece borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle tazminat isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir...") gerekçesiyle davalı/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ve davacı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davacı/borçlu vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, çekteki imzaya itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir.Davacı/borçlu vekili, davalının Kayseri 3.İcra Müdürlüğü’nün 2009/7423 E. sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, takibe dayanak yapılan çekteki imzanın davacı/borçlu şirketi temsil ve ilzama yetkili N.. Ö.'e ait olmadığını, çekin müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığının Bankaya yazılı olarak bildirildiğini belirterek, çekteki imzaya itirazın kabulünü, icra takibinin iptalini, takip alacağının %20'si tutarında tazminatın takip alacaklısından tahsilini, ayrıca takip alacaklısının takibe konu alacağın %10'u oranında para cezası ile cezalandırılmasını istemiştir.Davalı/alacaklı vekili, davacı ile müvekkili arasında mevcut olan ticari ilişki nedeniyle davacı tarafın müvekkili firmaya olan borçları karşılığı çekler keşide ettiğini, davacı tarafça verilen bu çeklerin bir kısmının karşılığının ödendiğini ancak davaya konu bu çek ile birlikte birkaç çekin ise ödenmeyip, borçlu-davacı şirket tarafından imza itirazında bulunulduğunu, davacı/borçlunun diğer çekleri ödemekle çeklerdeki imzanın kendisini bağladığını zımnen kabul ettiğini, davacının itirazında kötüniyetli olup asıl alacak üzerinden %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Mahkemece, çekteki imzanın davacı/borçlu şirket temsilcisine ait olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, takibin durdurulmasına; alacaklı çekte ciranta olup, çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından, davacı/borçlunun inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı ve davalı vekillerinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda başlık bölümünde ayrıntısı yer aldığı üzere tazminat ve para cezası noktasından bozulmuştur. Mahkemece, “…çekin hamiline olması nedeniyle, cirosuz da el değiştirebileceği, davacının davalı ile ticari ilişkiyi kabul etmemesi, çekte alacaklının ciranta konumunda olması nedeniyle icra inkar tazminatının reddine karar verildiği…” gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı/borçlu vekili temyize getirmiştir. Bozma ve direnme kararlarının kapsamı itibariyle uyuşmazlık; ilk ciranta konumundaki hamil davalı/alacaklının, takibi keşideciye karşı yapması karşısında takipte ağır kusurlu olup olmadığı; burada varılacak sonuca göre, somut olay yönüyle davacı/borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilme koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.Davanın hukuki dayanağını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun, “İmzaya İtiraz” başlıklı 170.maddesi oluşturmaktadır. Anılan maddenin ilk fıkrasında kambiyo senetlerindeki imzaya itirazın ne şekilde yapılacağı ve doğuracağı hükümler; son fıkrasında ise hangi durumda davacı/borçlu yararına tazminat ve para cezasına hükmedileceği düzenlenmiştir.İİK’nun 170/son maddesinde: “İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Alacaklı genel mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezası kalkar.” Hükmü yer almaktadır.Görüldüğü gibi, davacı/borçlu yararına tazminat ve para cezasına hükmedilebilmesi için, davanın kabulü yanında, davalı/alacaklının, senedi takibe koymakta “kötü niyetli” veya “ağır kusurlu” da olması gerekir. Maddede bahsi geçen davalı/alacaklının kötü niyeti veya ağır kusuru da dosyadaki tüm delillerle hiç şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlanmalıdır.Somut olaya gelince:Davalı/alacaklı davaya cevabında; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu; bu ticari ilişki nedeniyle davacı/borçlu tarafından, kendisine çok sayıda çekin birlikte verildiğini; davacı/borçlunun diğer çekleri, itiraz etmeden ödemesine karşın, eldeki davaya konu çek ile birlikte birkaç tane çekteki imzaya itiraz ettiğini; gerçekte borçlu olup; bu itirazının yersiz olduğunu savunmuş; delil olarak dayandığı Kayseri 2.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 18.11.2009 gün ve 2009/596 E. 2011/13107 K. sayılı dosyasında da; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı/borçlu tarafından, davalı/alacaklıya bir çok çek verildiği, hükme bağlanmış; ayrıca davacı yararına tazminat ve para cezasına da hükmedilmiştir. Ne var ki, bu karar, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 21.06.2011 gün ve 2010/31702 E., 2011/13107 K.sayılı ilamı ile davalı/alacaklının senedi takibe koymakta kötü niyetli ve ağır kusurlu olmadığından bahisle ve bu kısım çıkartılmak suretiyle, düzeltilerek onanmıştır. Tüm bu açıklamalar göstermektedir ki, direnme gerekçesinde yer verildiğinin aksine taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı; borçlunun, daha önce aynı şekilde düzenlenen çekleri hiç itirazsız ödediği; davacı/borçlunun bu şekilde davalı/alacaklıda güven duygusu oluşturduğu; daha önce görülüp kesinleşen ve tarafları aynı olan mahkeme kararıyla belirgindir. Hal böyle olunca, davalı/alacaklının, eldeki davanın dayanağı çekleri takibe koymakta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu kabule olanak bulunmamaktadır. Davacı/borçlu bunun aksini de kanıtlayabilmiş değildir. O halde, mahkemenin; gerekçesi yerinde değilse de, sonucu itibariyle doğru bulunan, kötü niyet tazminatı ve para cezası taleplerinin reddine ilişkin direnme kararının; yukarıda açıklanan, değişik gerekçelerle onanması gerekir.S O N U Ç : Davacı/borçlu vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 14.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.