Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 136 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 28 - Esas Yıl 2011





Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.03.2009 gün ve 2007/389 - 2009/111 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 07.12.2009 gün ve 2009/7856 E., 14282 K. sayılı ilamı ile; (...Davacı, zirai ilaçlar satan ve aynı zamanda da ziraat mühendisi olan davalıdan satın aldığı, davalının sipariş işinde belirttiği miktar ve önerileri ile karpuz tarlasında kullandığı ilaçların ürününe zarar verdiğini, bu nedenle maddi zararının karşılığı 11.700.YTL. nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya ait zirai ilaç bayii'nden almış olduğu ilaçları, yine davalının, sipariş fişine bir nev'i reçete gibi kullanım miktarı ve dozlarını yazdığı şekilde karpuz tarlasında kullandığını, bunun sonucunda üründe zarar meydana geldiği iddiası ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, kullanılan kimyasalların karpuz bitki ve meyvelerine zarar vermeyeceği, zarar oluşmuş ise ilacın talimatlara uygun bir şekilde ve zamanında kıllanılmamasından ve kötü malzeme kullanılmasından meydana geldiği, dolayısıyla davalının sorumluluğunun olmadığı belirtilmekle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içinde bulunan ve davalı tarafından itiraz edilmeyen 28.5.2007 tarihli sipariş fişinde, isim ve miktarları yazılı tarım ilaçlarının davacı tarafından tarlasında kullanıldığı hususu tartışmasızdır. Davacı tarafından yaptırılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporu ve mahkemece alınan bilirkişi raporlarının tümünde, sipariş fişinde önerilen doların normalin üzerinde ve 2-3 kat fazla miktarda olduğu, tespit bilirkişinin belirttiği derecede (%50 ürün kaybı) etkisi olmasa da fitotoksik (yanma) bir etki meydana getireceği belirlenmiştir. Bir başka anlatım ile tarım ilaçlarının davalının önerdiği miktar ve dozlarda kullanılması durumunda karpuz bitki ve meyvelerinde yanma etkisinin meydana geleceği açıklığa kavuşmuştur. Ancak, bilirkişiler mevcut yanma ve zararın oluşumunda başka faktörlerin bulunabileceğini bunun tam olarak belirlenemeyeceğini belirtmişlerdir. Hal böyle olunca, ilaçların normalin üzerinde kullanılması sonucunda davacı tarlasında meydana gelen gerçek zarar tespit edilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, gerektiğinde BK.nun 42. maddesi hükmü de nazara alınarak hasıl olan sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davalının kusuru bulunmadığı nedeniyle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davacı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.