Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın davalı A.. Beton San. Tic. A.Ş. yönünden kabulüne, davalı O.. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden husumetten reddine dair verilen 09.04.2009 gün ve 2003/1068 E. 2009/157 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan A.. Beton San. Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 21.02.2012 gün ve 2010/2725 E.-2012/2349 K. sayılı ilamı ile; (...Asıl davada davacı vekili, müvekkili nezdinde sigortalı işyerinin inşaatının davalı A..Beton firması tarafından yapıldığını, diğer davalının proje sorumlusu bulunduğunu, kar yağması sonucu meydana gelen çatı göçmeleri ve yapısal hasarlar sonucu müvekkilinin bina ve makine hasarı ödemek zorunda kaldığını, zararın meydana gelmesinde binayı gereği gibi inşa etmeyen davalıların sorumluluğunun olduğunu ileri sürerek, 180.018.669.681 TL’nin tahsilini istemiş, birleşen davanın davacısı da; aynı maddi olayları açıklayarak, ticari risk sigorta poliçesi uyarınca sigorta ettirene bina ve makine hasarı ödediklerini, davalıların kusurlu bulunduğunu iddia ederek 180.418.483.376 TL’nin hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.Davalı A..Beton San. ve Tic. A.Ş vekili, müvekkilinin bir kusurunun olmadığını, 1999 yılında binayı tam ve eksiz yaparak teslim ettiğini, beklenilmeyen kar yağışı sonrası hasarın meydana geldiğini, bu durumun afet olarak kabul edildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Diğer davalı vekili, yapının prefabrik niteliğinde olduğunu, müvekkiline husumet düşmeyeceğini, üzerine düşen edimleri gereği gibi yerine getirdiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddialar, savunmalar, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl ve birleşen davaların ödenen sigorta tazminatlarının rucuan tazminine ilişkin olduğu, davacıların sigortalısına Afet İşleri Genel Müdürlüğünce bir ödeme yapılmadığı, sigortalı inşaatın prefabrik nitelikte bulunduğu, davalı Orhun İnşaat firmasının mimari projede Tus sorumlusu olduğu, Tus sorumlusunun prefabrik yapı elemanlarının il dışında yapılması nedeniyle projeye uygun yapılıp yapılmadığını denetlemesinin mümkün bulunmadığı, bu davalının binada yapılan imalatlarda fen ve sanat kaidelerine uygun yapılmasından sorumlu olduğu, bu nedenle anılan davalının zarardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı, olayın meydana geldiği tarihte sigortalı işyerinde çökmeler olduğu, binada ve makine aksamlarında hasar meydana geldiği, davacıların zararı karşılayıp ibranameler aldığı, halefiyet hakkının doğduğu, zararın belirlendiği, davanın mahiyeti itibariyle BK.nun 162. maddesi kapsamında değerlendirildiği, davacıların yarı oranda talepte bulunabilecekleri gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, 360.437.15 TL’nin davalı A..Beton A.Ş’den alınarak yarı oranda davacılara ödenmesine, 255.534.15 TL’lik kısmına 30.04.2003, kalan kısmına 01.05.2003 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, diğer davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı A.. Beton A.Ş vekili temyiz edilmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı A..Beton A.Ş vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamları dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Asıl ve birleşen dava, işyeri sigorta poliçeleri uyarınca ödenen tazminatların rucuan tahsili istemine ilişkindir.Dava dışı limitet şirkete ait fabrika binasının kar ağırlığı rizikosunu da kapsar şekilde asıl ve birleşen davanın davacıları sigorta şirketleri tarafından yarı oranda sigorta örtüsüne alındığı, 17-24 Şubat 2003 tarihleri arasında yoğun kar yağışı sonrasında sigortalı işyerinin çatısının kısmen çöktüğü, binada, makinelerde ve demirbaşlarda hasar meydana geldiği, bu nedenle davacıların sigorta ettiren şirkete tazminat ödedikleri, fabrikayı inşa eden davalı A.. Beton A.Ş ile proje sorumlusu davalıdan rucuan tazmini için eldeki davaları açtıkları hususları uyuşmazlık konusu değildir. Davacıların sundukları ibraname ve ödeme makbuzları içeriklerinde, dava dışı sigorta ettirenin tahsil ettiği miktarlar itibariyle haklarını davacılara devir ve temlik ettiğine dair bir açıklamaya yer verilmediği gibi, davacılar da BK’nun 162 ve devamı maddeleri uyarınca sigorta ettirenin davalılara yönelik haklarını kendilerine temlik ettiklerine dair temlikname sunmamışlardır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıların rucu hakkı olup olmadığı, varsa tazmini gereken tutar noktalarında toplanmaktadır.Somut olayda riziko, çatıdaki aşıkların düşmesi sonucunda bölgesel çatı göçmesi şeklinde meydana gelmiştir. Gerek dava öncesi yaptırılan teknik incelemeler sonucu düzenlenen raporda gerekse mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen raporlarda meydana gelen hasarın nedeni, inşaatın projesine uygun yapılmasına rağmen çatı aşıklarının hatalı tasarımı ve yetersizliği ile aşırı kar yükü olarak açıklanmıştır. TTK.nun 1278.maddesi hükmüne göre, sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kastından veya aksine sözleşmede yazılı değilse sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarları tazmine mecbur değildir. Öte yandan, davacılar ile dava dışı sigorta ettiren arasında düzenlenen sigorta sözleşmelerinin zorunlu bir parçası olan Yangın Sigortası Genel Şartları’nın 4.4.maddesinde de sigortalı şeylerin kendi ayıplarından meydana gelen zararların teminat dışında olduğu hükme bağlanmıştır. İbraz edilen poliçelerin incelenmesinde sigortalı fabrikanın kendisinin ayıplarından kaynaklanan zararların teminat içinde olduğuna dair aksine bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Esasen, böyle bir durumun varlığı da ileri sürülüp, ispat edilmemiştir. Ancak, somut olayda hasarın tamamı doğrudan sigortalanan kıymetin ayıbından da meydana gelmiş değildir. Bu itibarla çatı hasarı teminat harici ise de, çatının çökmesi sonucu meydana gelen diğer hasarlar teminat dahilindedir. Bu durum karşısında, davacıların davalarını halefiyet ilkesi uyarınca açtıkları, tüm ödemelerini kapsar şekilde temlikname sunmadıkları, sigortalı değerin kendi ayıbı nedeniyle hasarlanan kısımlarıyla ilgili ödemelerinin hatır ödemesi(ex gratia) olduğu, davacılara rücu hakkı vermeyeceği, ancak ayıplı kısımlar dışında meydana gelen hasarın tazmin edebilecekleri dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.3-Ayrıca, davacı sigorta şirketleri kendi paylarına ilişkin olarak ayrı ayrı ödeme yapmışlar, davalarını ayrı ayrı açmışlar, aralarında bağlantı olduğu gerekçesiyle davaların birleştirilmesine karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166.maddesi (Mülga HUMK’nun 45.maddesi) hükmüne göre ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurup, her dava, ayrı ayrı hükme bağlanmalıdır. Davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini muhafaza ederler. O halde, asıl ve birleşen dava mevcut olmasına rağmen tek dava varmış gibi hüküm kurulması ve üstelik asıl davada talebi aşar şekilde karar verilmesi de yanlış olmuştur.4-Asıl ve birleşen dava, TTK.nun 1301.maddesinde düzenlenen halefiyet hakkına dayalı olarak açılmıştır. Halefiyet hakkına dayalı açılan davada sigortacı, ödediği miktarı aşmamak üzere gerçek zararı zarar sorumlularından talep edebilir. Başka bir ifadeyle, zarar sorumlusu gerçek zarardan sorumludur. Davacıların sigorta poliçesi uyarınca dava dışı sigorta ettirene bina, demirbaş ve makine hasarı nedeniyle ödeme yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, gerçek zarar araştırması yapılmadan doğrudan doğruya davacıların ödemeleri esas alınarak hüküm kurulması da doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN : Davalı A..Beton San. ve Tic. A.Ş vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davalı A.. Beton San.ve Tic. Aş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.04.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
icra müdürünün tebligat yapılan kişilerin varlığını araştırma yükümlülüğünün bulunmadığı -hatalı tebligat - bakanlığa açılan dava -görev
Davacı M.. S.. vekili Avukat S.. B.. tarafından, davalılar T.C. Posta Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü vdl. aleyhine 19/12/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/06/2012 günlü kararın Yargıtay’ca
İşveren şirketler arasında organik bağın bulunması- Tüzel kişilik perdesinin aralanması
Y A R G I T A Y K A R A R IA) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini istemiştir
Tecdit (yenileme) nedir? Borcun senetlerle ödeneceğine ilişkin protokol yenileme sözleşmesi midir?
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?