MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki “tapu kaydında hatalı yazılan ismin düzeltilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara Batı 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.06.2014 gün ve 2013/1397 E., 2014/907 K. sayılı kararın incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 01.12.2014 gün ve 2014/15115 E., 2014/18686 K. sayılı kararı ile: (...Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup 29.11.2013 tarihinde açılmış, mahkemece esastan karar verilmiştir.Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu talepler, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK'nın) 1027. maddesi gereğince mahkemeye yapılırsa, 6100 sayılı HMK’nın 382/(2)-ç)-1 maddesi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür. Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK'nin 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ile ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Bununla birlikte, Bakanlar Kurulunun 22.7.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilen, 17.8.2013 tarihli ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğünün 28. maddesinde, kütük sayfası malik sütununda malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasının yazılacağı, tüzel kişilerin unvanlarının tam olarak yazılacağı ve paylı mülkiyette pay miktarı; paydaşların adı, soyadı ve baba adından sonraki kısımda, kesirli olarak gösterileceği ifade edilmiştir.Aynı Tüzüğün 72. maddesinde, “Tapu sicilinde değişikliğin, hak sahibinin istemine ya da yetkili makam veya mahkeme kararına istinaden yapılabileceği” 74. maddesinde ise “Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re'sen düzeltme yapılacağı, istem belgesinde yapılan yanlışlık veya eksiklik düzeltilerek, belgenin uygun bir yerine yazılmak suretiyle taraflar ve tapu görevlilerince imzalanacağı ve sicilde buna uygun düzeltme yapılacağı, ana veya yardımcı siciller üzerinde yapılmış hata veya eksikliklerin, ilgililerce sunulan veya başka idarelerce düzenlenen belgelerden kaynaklanması hâlinde, ilgililerin gerçek durumu kanıtlayıcı belgelere dayalı başvuruları üzerine, istem, yevmiye defterine kaydedilerek gerekli düzeltme yapılacağı, kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya esaslı yazım hatasının düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması gerektiği, ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, bu durum beyanlar sütununda belirtilerek, 26.9.2011 tarihli ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılacağı, yapılacak düzeltmeler hatalı yazımdan sonra hak sahibi olmuş kişilerin hakkını etkileyici nitelikte ise, bu hak sahiplerinin de yazılı olurlarının aranacağı, müdürlüğün ilgililerin bilgisi dışında yaptığı işlemleri tebliğ etmekle yükümlü” olduğu açıklanmıştır.Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesi “ (1) Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflı ilmühaber,b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istem yevmiye defterine kaydedilerek düzeltilir.(2) Zeminde incelemenin, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılacağı ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenleneceği, zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinleneceği; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılır.(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkraların uygulanır.(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur" şeklinde düzenlenmiştir.Yine aynı Tüzüğün 26. maddesine göre ise mevzuat ve bu Tüzükte yer alan hükümlere uygun olmayan ve 4721 sayılı Kanunun 1011 inci maddesine göre geçici tescil şerhine de imkân bulunmayan istemlerin geciktirilmeden, gerekçesi, itiraz yeri ve süresi de belirtilmek suretiyle reddedileceği, ret kararının, istem sahibine elden veya 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edileceği ve ret kararına, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde müdürlüğün bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğünün kararına karşı da tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Genel Müdürlüğe itiraz edilebileceği belirtilmektedir.Yukarıda açıklanan yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği görülmektedir. Yine bu maddenin son fıkrasında ise “Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılması zorunludur.” hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm hak arama özgürlüğünü kısıtlamamakta, aksine hak arayanlara haklarını çok daha kısa bir sürede, kolay, ucuz ve basit bir şekilde elde etme imkânı vermektedir. Hal böyle olunca, bu imkânın öncelikle tüketilmesi ve bu yolla bir sonuç alınamaması durumunda ilgilinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince mahkemeye başvurması zorunluluğu bulunmaktadır.Bu nedenle, yeni Tapu Sicili Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihinden sonra, davacının, mahkemeye müracaat etmeden, öncelikle ilgili tapu müdürlüğüne yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması, eğer bu talebinde istediği sonucu alamazsa daha sonra mahkemeye başvurması gerekir.Hâl böyle olunca, Tapu Sicili Tüzüğü gereğince öncelikle tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlenmeden doğrudan dava açıldığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava tapu kaydında hatalı yazılan malik ismin düzeltilmesi istemine ilişkindir.Davacı; Ankara ili, Sincan ilçesi, Çiçektepe Köyü, Köy içi 465 parselde kayıtlı taşınmazın tapuya tescili sırasında ... isminin yazılması gerekirken, hata neticesinde Ahmet Demirkıran olarak kayda geçtiğini beyanla, tapu sicilindeki kayıt malik isminin ... olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili 17.08.2013 tarihinde değiştirilen Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesine göre tapuda düzeltimin yapılabilmesi için idareye başvuru yapılmasının zorunlu olduğunu, dava dilekçesinden, idareye başvuru yapılıp yapılmadığı hususuna ilişkin açık bir ifadenin bulunmadığını, kaldı ki tapu kaydında yer alan kimlik bilgileri ile isminin düzeltilmesi istenen kişinin aynı kişi olup olmadığının kesin şekilde saptanması gerektiğini savunmuştur.Mahkemece davanın tapu sicilinde kayıtlı malik isminin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu, dava konusu 465 parseldeki taşınmazda davacının hissesinin bulunduğu, kolluk ve nüfus müdürlüğü araştırmalarına göre aynı ismi taşıyan başka şahısların bulunmadığının tespit edildiği, yapılan keşif neticesinde aldırılan bilirkişi raporunda da Ahmet Demirkıran ile ...’ın aynı şahıslar olduğu ve doğru olan isminin ... olduğunun açıkça ifade edildiği, bu hali ile bilirkişinin raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne ve 465 parseldeki taşınmaza ait tapu kaydında malik Ahmet Demirkıran olan ismin "...” olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Davalı ... vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.Yerel Mahkemece 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medenî Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceğinin öngörüldüğü, buna göre elbirliği ile mülkiyette, ortaklardan herhangi birinin tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltilmesini isteyebileceği, dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, yine Sincan Tapu Müdürlüğü’nün 20.12.2013 tarihli red kararı ile Tapu Sicil Tüzüğü’nün 75. maddesi uyarınca düzeltme yapılamayacağının bildirildiği, 02.06.2014 tarihinde ise taşınmazın başında keşif yapıldığı ve bilirkişi raporunun düzenlendiği, sözkonusu raporun da denetime uygun olduğu belirtilerek ve önceki karardaki gerekçeler de eklenerek önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararını davalı ... vekili temyiz etmiştir.Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tapu kaydının düzeltilmesine ilişkin eldeki davada, Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesi uyarınca Tapu Müdürlüğüne başvuruda bulunulup bulunulmadığı noktasında toplanmaktadır.Öncelikle, tapu kaydında düzeltim davasının yasal dayanağı ve koşullarının irdelenmesinde yarar vardır: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 702.maddesi uyarınca, ’”… Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir. Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.’’Kanunun 1011. maddesinde ise;… “aşağıdaki hâllerde geçici tescil şerhi verilebilir: 1. İddia edilen bir aynî hakkın güvence altına alınması gerekiyorsa, 2. Tasarruf yetkisini belirleyen belgelerdeki noksanlıkların sonradan tamamlanmasına kanun olanak tanıyorsa. Geçici tescil şerhi, bütün ilgililerin razı olmasına veya hâkimin karar vermesine bağlıdır. şerhin konusu olan hak sonradan gerçekleşirse, şerh tarihinden başlayarak üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. Geçici tescil şerhi verilmesi istemi üzerine hâkim, tarafları dinleyerek veya dosya üzerinde inceleme yaparak şerhe konu olan hakkın varlığının kabul edilebileceği kanaatına varırsa, şerh kararı verir. Kararda şerhin etki bakımından süresi ve içeriği belirlenir; gerektiğinde mahkemeye başvurulması için bir süre verilir’’ düzenlemesine yer verilmiştir.Anılan Kanunun 1013. maddesinde, “…Tescil, tasarrufa konu olan taşınmaz malikinin yazılı beyanı üzerine yapılır. Edinen kimse, kanun hükmüne, kesinleşmiş mahkeme kararına veya buna eşdeğer bir belgeye dayanıyorsa, bu beyana gerek yoktur. Bir aynî hakkı tescilden önce kazanan kimse, gerekli belgeleri ibraz ederek tescili isteyebilir’’ hükmü yer almaktadır.Aynı Kanunun ‘’Düzeltme’’ başlıklı 1027. maddesinde de “… İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir.Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir.Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca resen düzeltir’’ hususu belirtilmiştir.Öte yandan; Bakanlar Kurulunun 22.7.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı kararı ile kabul edilerek 17.8.2013 gün ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicil Tüzüğünün 28. maddesinde, kütük sayfası malik sütununda malikin adı ve soyadı, baba adı ile edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasının yazılacağı, tüzel kişilerin unvanlarının tam olarak yazılacağı ve paylı mülkiyette pay miktarı; paydaşların adı, soyadı ve baba adından sonraki kısımda, kesirli olarak gösterileceği ifade edilmiştir.Tapu Sicil Tüzüğünün 74. maddesinde; “… (1) Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı basit yazım hatası yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, müdür tarafından nedeni düzeltmeler sicilinde açıklanarak, re'sen düzeltme yapılır.(2) İstem belgesinde yapılan yanlışlık veya eksiklik düzeltilerek belgenin uygun bir yerine yazılmak suretiyle taraflar ve tapu görevlilerince imzalanır ve sicilde buna uygun düzeltme yapılır.(3) Ana veya yardımcı siciller üzerinde yapılmış hata veya eksikliklerin, ilgililerce sunulan veya başka idarelerce düzenlenen belgelerden kaynaklanması hâlinde, ilgililerin gerçek durumu kanıtlayıcı belgelere dayalı başvuruları üzerine, istem yevmiye defterine kaydedilerek gerekli düzeltme yapılır.(4) Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya esaslı yazım hatasının düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması gerekir. İlgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, bu durum beyanlar sütununda belirtilerek, 26/9/2011 tarih ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılır.(5) Yapılacak düzeltmeler hatalı yazımdan sonra hak sahibi olmuş kişilerin hakkını etkileyici nitelikte ise, bu hak sahiplerinin de yazılı olurları aranır.(6) Müdürlük, ilgililerin bilgisi dışında yaptığı işlemleri tebliğ etmekle yükümlüdür’’denilmektedir.Anılan Tüzüğünün 75. maddesine göre de “Kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı, soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hataları ilgilisinin başvurusu üzerine;(1) a) Senetsizden tespitlerde; nüfus kayıt örneği ve taşınmazın bulunduğu belediye veya muhtarlıktan alınacak fotoğraflı ilmühaber,b) Kayda dayalı tespitlerde; dayanağı kayıt ve belgeler, incelenmek ve gerektiğinde tanık ve varsa tespit bilirkişileri dinlemek ve zeminde inceleme yapmak suretiyle istemin gerçek hak sahibinden geldiği belirlenirse, istemin yevmiye defterine kaydedilerek, düzeltileceği;(2) Zeminde incelemenin, kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte yapılacağı ve inceleme neticesinde teknik rapor düzenleneceği, zeminde incelemede, komşu parsel malikleri, muhtar ve diğer ilgililer dinleneceği; vergi kaydı ve diğer her türlü bilgi ve belgeden yararlanılacağı,(3) Tapu sicilindeki bilgilerin güncellenmesi ve eksikliklerin giderilmesinde de yukarıdaki fıkraların uygulanacağı ve(4) Bu madde hükümleri uyarınca kayıt düzeltmeleri için müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu olduğu" belirtilmektedir.Tapu Sicil Tüzüğünün 26. maddesine göre ise mevzuat ve bu Tüzükte yer alan hükümlere uygun olmayan ve 4721 sayılı Kanunun 1011 inci maddesine göre geçici tescil şerhine de imkân bulunmayan istemlerin geciktirilmeden, gerekçesi, itiraz yeri ve süresi de belirtilmek suretiyle reddedileceği, ret kararının, istem sahibine elden veya 11.2.1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edileceği ve ret kararına, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde müdürlüğün bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğünün kararına karşı da tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Genel Müdürlüğe itiraz edilebileceği belirtilmektedir.Somut olaya dönüldüğünde Tapu Sicili Tüzüğünün 26. maddesi uyarınca tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin açılacak davalarda önce ilgili tapu müdürlüğüne prosedüre uygun şekilde başvuru yapılması gerekmekte ise de somut olayda dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davacının 465 parselde kayıtlı taşınmazdaki isim hatasının düzeltilmesi istemiyle idareye başvuruda bulunduğu, yapılan başvuru sonucu Sincan Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün 20.12.2013 gün ve 36077 yevmiye numaralı yazısı ile iktisabın harici satış olduğu ve tapulama tutanağı içerisinde bu satışı gösterir belgeye rastlanılamadığı, bu itibarla 1955 yılından beri gayrimenkulde işlemde bulunulmadığından kimlik tespitinin yapılamadığı ifade edilerek red kararı verildiği, bu yönüyle davacının, Tapu Sicil Tüzüğünde yer alan Tapu Sicil Müdürlüğüne başvuru şartını gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.Yapılan görüşmeler sırasında, davacı tarafından Tapu Sicil Tüzüğünün 26. maddesine göre müracaatta bulunulmuş olmasına karşın, Tapu Sicil Müdürlüğü’nün ret kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde müdürlüğün bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğünün kararına karşı da tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Genel Müdürlüğe itiraz edilebileceği yönündeki prosedürün tamamlanmadığı, dolayısıyla itiraz prosedürünün tamamlanması gerektiğini bildirir cümlenin Özel Daire bozma ilamına eklenmesi suretiyle, yerel mahkeme direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.Hal böyle olunca mahkemece, Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesi gereğince işlemin reddedildiğine dair dosyada mevcut red kararı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verdiği direnme kararı yerindedir.O halde, yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme direnme kararı onanmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.11.2016 gününde yapılan ikinci oylamada oyçokluğu ile karar verildi.KARŞI OYDava,4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 1027. maddesine göre açılan tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.Davacı, 465 parsel sayılı taşınmazın Mehmet Demirkan adına kaydedilmesi gerekir iken Ahmet Demirkan adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydındaki Ahmet Demirkan adının Mehmet Demirkan olarak düzeltilmesi isteği ile 29.11.2013 tarihinde dava açmıştır.Davalı ...'nü temsilen Hazine Avukatı, 17.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanıp yürürlüğe giren Tapu Sicili Tüzüğü'nün 75. maddesi gereğince tapuda düzeltim yapılabilmesi için öncelikle tapu idaresine başvurulması, gerekli araştırılmaların tereddüte yer vermeyecek şekilde titizlikle yapılması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesince özetle 17.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren Tapu Sicili Tüzüğü'nün tapu kaydındaki yanlışlıkların düzeltilmesi konusunda tapu idarelerine geniş görev ve yetkiler verdiğinden, davanın tapu müdürlüğüne başvurma zorunluluğu getiren yasal prosedür izlenmeden doğrudan dava açıldığından, davanın usûlden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle yerel mahkeme kararı bozulmuş, yerel mahkemece özetle davacının aktif dava ehliyeti bulunduğundan Sincan Tapu Müdürlüğünce Tapu Sicili Tüzüğü'nün 75. maddesi gereğince düzeltme yapılamayacağına karar verildiğinden sözedilerek önceki kararda direnilmiştir. Bilindiği üzere, 07 Haziran 1994 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Tapu Sicili Tüzüğü'nün 87. maddesinde “Kadastro Tespitleri sırasında Yapılan Yanlışlıkların Düzeltilmesi” konusunda tapu idaresine çok sınırlı ve dar yetki ve görev verildiği hâlde, 17.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ve önceki tüzüğü yürürlükten kaldıran Tapu Sicili Tüzüğü'nün 75. maddesinde kadastro çalışmalarından kaynaklanan malikin veya hak sahibinin adı soyadı ve baba adına ilişkin tapu kütüğündeki yazım hatalarının düzeltilmesi konusunda tapu idaresine, resmi belgeleri inceleme, tanık ve varsa kadastro bilirkişilerini dinleme zeminde kadastro müdürlüğü teknik personeli ile birlikte inceleme yapmak komşu parsel maliklerini, muhtar ve diğer ilgilileri dinleme yetki ve görevi verilmiştir. Bu kayıt düzeltmeleri için tapu müdürlüklerine başvuru zorunluluğu da aynı maddenin 4. bendi gereğidir. Aynı Tüzük'te tapu müdürlüğünce itirazın reddedilmesi halinde, talepte bulunanın izleyebileceği yol da gösterilmiştir. Tüzüğün 26. maddesinde Tapu Müdürlüğünce ret kararının istem sahibine tebliğ edileceği, tapu müdürlüğü kararına karşı istek sahibinin bölge müdürlüğüne, bölge müdürlüğü kararına karşı Genel Müdürlüğe itiraz edebileceği belirtilmiştir. Son olarak yayınlanan Tapu Sicili Tüzüğü ile tapu müdürlüklerine geniş yetkiler tanınmış, istek sahibinin talebinin reddi hâlinde itiraz yolları açıkça gösterilmiştir. Böylece kadastro sırasında idarece yapılan yanlışlıkların idari birimlerce düzeltilmesi, yanlışlığın idari birimlerce düzeltilmemesi durumunda istek sahibinin mahkemeye başvurması öngörülmüştür. Tüzükler, kanunlara aykırı olması gereken, kanunlardaki boşlukları dolduran, kanunların nasıl uygulanacağını gösteren idari tasarruflardır. Nitekim söz konusu Tüzüğün 1.maddesinde, Tüzüğün amacının 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) öngördüğü tapu sicillerinin düzenli bir biçimde tutulmasını sağlamak olduğu belirtilmiştir. Konu ile ilgili TMK'nın 1027. maddesinde veya başka bir yasada Tapu Sicili Tüzüğü'nün ilgili maddelerinin uygulanmasını engelleyen bir hüküm yoktur. Hâlen tapuda düzeltim davaları ile ilgili yerel mahkeme kararlarını inceleyen Dairemizce belirtilen Tüzük hükümleri eldeki dosyanın Hukuk Genel Kurulun'da incelenmesine kadar kararlı bir şekilde ve titizlikle uygulanmış ve tapu müdürlüğüne başvurmadan veya başvuru ile ilgili itiraz yolları tüketilmeden açılan kadastro tespitleri ile ilgili tapu düzeltim davaları hakkında verilen kararlarda dava şartı gerçekleşmeden dava açıldığından bozulmuştur. Çünkü tapu kaydında belirtilen yanlışlıkların düzeltilmesi, tüm belgeler, tapu idaresinde olduğundan, idari birimlerde- mahkemelerdeki yargılama usulü bulunmadığından- yanlışlıklar daha kolay, daha çabuk ve daha kısa sürede düzeltilebilecektir.İnceleme konusu dosyada, davacı, mahkemede dava açmadan tapu idaresine başvurmamıştır. Mahkemece gerekmediği hâlde Tapu Müdürlüğünden tapu kaydındaki yanlışlığın idarece düzeltilip düzeltilmeyeceği sorulmuş, Tapu Müdürlüğünce yanlışlığın idari yoldan düzeltilemeyeceği bildirilmiştir. Öte yandan davacı ...'un tapu idaresine yaptığı başvuru Sincan Tapu Müdürlüğünün 20.12.2013 tarihli ve 36077 sayılı kararı ile reddedilmiş, başvuru sahibinin itiraz edebileceği idari birim ve süre de kararda gösterilmiştir. Ancak dosyada bu kararın davacı ...'a tebliğ edildiğine ilişkin bir bilgi yoktur.Bir başka deyişle Tüzüğün 75. maddesi gereğince idari yoldan kayıt düzeltilmesi için başvuru reddedilmiş Tüzüğün 26. maddesinde belirtilen işlem tamamlanmamıştır. Şu duruma göre; mahkemeye dava açma şartları oluşmamıştır. Dairece yapılan inceleme sırasında başvuruya ilişkin karar gözden kaçırılmış ise de itiraz yolları tüketilmeden, dava şartı oluşmadan mahkemece dosyanın esastan karara bağlanması isabetsizdir.Hâl böyle olunca, mahkemece başvuru sonucu araştırılmadan ve idari yollar tüketilmeden dava açıldığından yerel mehkeme kararının değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan, kararın onanmasına dair çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
VEKALET ÜCRETİ ALACAĞININ TAHSİLİ
Davacı, avukat olduğunu, davalıyı bir icra dosyasında alacaklı vekili olarak ve buna bağlı tasarrufun iptali davasında davacı vekili olarak temsil ettiğini ancak müvekkili olan davalının karşı taraf ile anlaşarak sulh olduğunu, 25/08/2010 tarihli azilname ile kendisini haksız olarak vekaletten azlet
Müvekkilin yazılı talimati olmaksızın karşı tarafla sulh olunması haklı azil nedenidir-Ayrıntı içermeyen ibranamenin makbuz hükmünde olacağı
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı davacılar avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgili
Haczedilen anonim şirket hissesinin satış şekli
Y A R G I T A Y İ L A M IŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?