MAHKEMESİ : Konya (Kapatılan) 4.Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2013/18 E-2013/59 K.Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 03.11.2011 gün ve 2009/198 Esas-2011/513 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 09.07.2012 gün ve 2012/327 Esas-2012/11387 karar sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Kazım Tamer Akman'ın davalıdan olan alacağını 02.03.2009 tarihli temlikname ile devir aldığını ve temliğin davalıya ihbar olunduğunu, alacağın ödenmediğini ileri sürerek 300.000 TL alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava dışı Kazım Tamer Akman'a borçları olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davalının temlik ihtarına karşı mal verildiğini, davada ise hatır çeki aldığını bildirerek çelişki yarattığı, borçlu olmadığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.Davacı, temliğe dayalı alacak isteminde bulunmaktadır. Öncelikle dava dışı Kazım Tamer Akman'ın davalıdan alacaklı olduğunu davacı yan kanıtlayacaktır. Dosyaya sunulan delillere göre dava dışı Kazım Tamer Akman'ın davalıya çek verdiği ve karşılığında davalıdan mal ve nakit ödeme aldığı anlaşılmaktadır.Ancak alacak borç ilişkisinin tespiti yönünden alınan bilirkişi raporu ve ekleri alacak miktarını belirlemeye ve kesin olarak tespite yeterli olmadığı gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir.Bu durumda davalı ve dava dışı Kazım Tamer Akman arasındaki ticari ilişkiyi tüm boyutları ile çelişkileri gideren rapor alınıp temlik tarihi ile davalının dava dışı Kazım Tamer Akman'a ne miktar borcu olduğu saptandıktan sonra uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, dava dışı temlik eden ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle mevcut olduğu ileri sürülen alacağın tahsili istemine ilişkindirMahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dışı temlik eden ile davalı şirket arasındaki alacak-borç ilişkisinin tespiti için yeterli araştırmanın yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle, bilirkişi raporlarındaki tespitlerin incelenmesi gereklidir.Dosyada mevcut kök ve iki ayrı ek bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin ticari defterlerinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, defterler usulüne uygun olarak tutulmadığından sahibi lehine delil olamayacağı, davalı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlar uyarınca, davalı şirketin, dava dışı temlik eden Kazım T.A.a borcunu mal verme, nakit ödeme, virman, bankadan ödeme vb. şekillerde ödeme yaptığının anlaşıldığı, dava dışı temlik edenin davalı şirkete verdiğini iddia ettiği çek tutarının 2.491.812,00 TL, davalının defterlerinde tahsil edildiği belirtilen çek tutarının 1.499.262,00 TL, banka kayıtlarına göre davalı tarafından tahsil edilen çek tutarının ise 1.647.750,00 TL olduğu, bu durumda, banka kayıtlarına göre davalı tarafından çekilen çek tutarından defterlerindeki ödeme kaydı düşüldüğünde farkın (davalı borcunun) 6.902,40 TL olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir.Delil listesinde tarafların ticari defterlere ve banka kayıtlarına delil olarak dayandıklarını açıklamış olmaları nedeniyle, bilirkişi raporunda yer alan bu tespit, uyuşmazlığın çözümü için önem kazanmaktadır. Bozma ilamında da bahsi geçen bu husus; “davalının, dava dışı temlik edene borcunu mal verme, nakit ödeme, virman, bankadan ödeme vb. şekillerde yaptığının” bilirkişi tarafından açıklanmış olmasıdır.Her ne kadar yerel mahkemece, davalı tarafından alındığı kabul edilen çek bedellerinin ödenmediği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, bilirkişi raporunda ödeme yapıldığına ilişkin ibareler yer almış ancak, bu ödemelerin ne zaman ve ne şekilde yapıldığına ilişkin gerekli araştırma yeterli düzeyde yapılmamış, bahsi geçen taraflar arasındaki ticari ilişki tereddüde yer vermeyecek şekilde ortaya konulmamıştır.Bu durumda, davalı şirket tarafından yapıldığı belirtilen ödemelerin taraflarca ileri sürülen deliler çerçevesinde (banka kayıtları vb) araştırılarak belirlenmesi suretiyle temlik tarihi itibariyle davalı şirketin, temlik eden kişiye ne miktarda borcu olduğunun denetime imkân verecek şekilde tespit edilmesinin gerektiğine Kurul çoğunluğunca karar verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler esnasında bir kısım üyelerce; davalının davaya konu çeklerin hatır çeki olduğu ve bedellerinin geri ödendiği şeklinde savunma yaparak ispat yükünü kendi üzerine aldığı için finansman amacıyla alınan hatır çeki bedellerinin geri ödendiğini ispat etmesinin gerektiği, somut olayda ise davalının bu yönde bir delil ibraz etmediğinden yerel mahkeme kararının onanmasının gerektiği belirtilmiş ise de, Kurul çoğunluğunca bu görüş yukarıda açıklanan gerekçelerle kabul edilmemiştir. O halde, davalı şirketin dava dışı temlik eden K. T. A. ne miktarda borcu olduğu belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.12.2014 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi?
Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar
İş kazası nedeniyle açılan davada ihtiayati haciz kararı verilebilir mi?
DAVA VE KARAR:
Davacı, dava sonuçlanıncaya kadar tazminat alacağının teminat altına alınması
için davalıya ait taşınmazlar ile trafik siciline kayıtlı araçların kaydına
ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında
belirtildiği şekilde
İŞ KAZASI NEDENİYLE SGK TARAFINDAN AÇILAN RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI
Davacı, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımlardan, ilk rücu davasından kalan kusur farkı ile kanun ve katsayı artışları nedeniyle oluşan Kurum zararının, 506 Sayılı Kanun’un 26. maddesi gereğince davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, hüküm
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?