Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 104 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 802 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş MahkemesiTARİHİ : 05/05/2011NUMARASI : 2010/1257-2011/340 Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.05.2010 gün ve 2008/424 E., 2010/176 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 26.10.2010 gün ve 2010/10326-14506 sayılı ilamı ile;İnceleme konusu somut olayda; 05.09.1979 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılık tescili yapılan davacının, 01.01.1989-31.03.1992 tarihleri arasında vergi kaydı, 12.03.1992 tarihinden itibaren devam eden Limitet Şirket ortaklığının bulunduğu, 13.06.2006 tarihinde Kuruma ibraz edilen sigortalılık belgesi üzerine, anılan kuruluş kayıtları gözetilerek 04.10.2000 tarihi itibarıyla zorunlu 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığının başlatıldığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanaklarından olan ve 1479 sayılı Yasanın 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasanın 47'nci maddesi ile eklenen geçici 18 inci maddenin ilk cümlesinde, bu Yasaya göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiş, ikinci cümlesinde ise, ancak, bu Yasaya göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları, 20.04.1982 - 04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemeleri, belgelenen bu sürelere ilişkin olarak hesaplanacak prim borçlarını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde ödemeleri kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği açıklanmıştır. Buna göre, kanunda öngörülen başvuru süresi 02.02.2004 günü mesai bitimi itibarıyla sona ermiş olup, anılan tarihe kadar vergi borçlanması başvurusu bulunmayan, prim ödemesi olmayan ve isteğe bağlı sigortalılığa ilişkin tescilin ise geçici 18. madde anlamında tescil olarak kabul edilemeyeceği belirgin olan davacının, uyuşmazlığa konu 04.10.2000 tarihi öncesine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN : Davalı Kurum vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.S O N U Ç : Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.