Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1009 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1722 - Esas Yıl 2013





Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.12.2010 gün ve 2009/20 E., 2010/559 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 22.11.2011 gün ve 2011/3990 E., 2011/14394 K. sayılı ilamı ile; (...Davacı vekili, müvekkili şirket hakkında 02.05.2008 tarihinde “Kaçak Su Kullanım Tutanağı” tanzim edildiğini, tahakkuk işleminin yanlış olduğunu, kaçak tutanakta bahsedilen hattın, enjeksiyon makinalarına ait soğutma suyunun geri dönüşüm ve kullanım hattı olduğunu yazılı olarak bildirerek itiraz ettiğini, işletmelerinde arıtma tesisi olduğunu, Sultanbeyli Şube Müdürlüğünce itirazları üzerine yapılan tespitte kaçak su kullanımının olmadığı belirlendiği halde, fatura tahakkuku yapıldığını ileri sürerek fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, kaçak su kullanım tutanağının aksi ispatlanıncaya kadar geçerli olduğunu, yapılan işlemin doğru bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, davacının 797-1725-2 nolu faturadan dolayı 16.555.40.-TL.den borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.02.05.2008 tarihli 046168 nolu Kaçak Su ve Usulsüz Su Kullanım Tutanağı, resmi tutanak olup, aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir. Kaçak su tutanağında; “…firma imalatta kullandığı suyu sayaçtan geçirmeyip, sayaç harici hattan kaçak olarak kullanmaktadır…” şeklinde kaçak su kullanımı olduğunu belirtmiştir.Hal böyle olunca, olay mahallinde keşif kararı verilerek, tutanak mümzileri de keşifte dinlenilmek suretiyle davalı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeler ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozulmasına, karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kaçak su kullanımına dayalı fatura nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı Kale Musluk San.Tic.AŞ vekili, davalı idarenin müvekkili şirket aleyhine 02/05/2008 tarihli kaçak su tutanağı düzenlediğini, tutanakta bahsedilen hattın enjeksiyon makinelerine ait soğutma suyunun geri dönüşüm ve kullanım hattı olduğunu, müvekkili şirketin kaçak su kullanmadığını, hatalı tespit tutanağına itiraz edilmesi üzerine kaçak hattın olmadığının tespiti ile kaçak su bedelinin iptal edilmesi gerektiğinin belirlendiğini ancak yine de kaçak su kullanımından dolayı 02/05/2008 tarihli tutanağa göre 19.106,43 TL borç tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek haksız tahakkuk nedeniyle herhangi bir borçlarının olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı İSKİ vekili, kaçak su tespit tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar resmi belge sayıldığını, Tarifeler Yönetmeliği gereğince yapılan hesaplama ve incelemeler sonucu 02.05.2008 tarihli tutanak nedeniyle 16.555,40 TL kaçak su tahakkuku yapıldığını, itiraz üzerine yapılan inceleme sonucu davacının çalışan sayısı ve yaptığı iş dikkate alındığında ölçülen su miktarının düşük kaldığının belirlendiğini, kaçak su kullanıldığının açık olduğunu, 02.05.2008 tarihli tutanağa dayalı cezai işlemlerin doğru olduğunun ilgili idari birimlerce de bildirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi raporu ve itiraz üzerine alınan ek raporda tüm belgelerin değerlendirilerek inceleme yapıldığı, raporların içerik ve sonucu itibariyle bilimsel verileri içerdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 797-1725-2 nolu faturadan dolayı 16.555.40.-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş, Mahkemece her ne kadar bozma ilamında keşfen inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi istenmiş ise de olayın 2008 tarihinde meydana geldiği, keşif yapılması halinde geçen süre de gözetilerek bir bulgunun elde edilemeyeceği, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelere göre karar verilmesi gerektiği, belgelerin aksinin kanıtlanamadığı, bilirkişilerin konusunda uzman oldukları gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.Uyuşmazlık; davacı tarafından kaçak su tüketilip tüketilmediği ve yapılan hesaplamanın usulüne uygun olup olmadığının tespiti için olay yerinde keşif yapılarak tutanak mümzileri dinlenmek suretiyle düzenlenecek uzman bilirkişi raporu alınmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.Somut olayda, davacının dava konusu işyerinde kurulu tesisin yasal su abonesi olduğu ve idarenin bilgisi dışında sayaçtan geçirilmeden su kullanılması halinde sorumlu olacağı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davalı kurum elemanları tarafından yapılan kontrol esnasında tutulan 02/05/2008 günlü ve 46168 numaralı “Kaçak Su Ve Usulsüz Su Kullanım Tutanağı” düzenlendiği, tutanağa göre; firmanın imalatta kullandığı suyu sayaçtan geçirmeyip sayaç harici hattan kaçak olarak kullandığı, kaplama ünitesini denetime açmadığı, fotograf çekilmesine izin vermediği tespit edilmiştir. Davacı tarafından ibraz edilen ve itiraz üzerine İSKİ Genel Müdürlüğünün Asya Bölgesi Tahakkuk ve Kontrol Müdürlüğüne hitaben bila tarihli, 22450 sayılı yazısında; 46168 no'lu tutanak gereği kaçak su ekiplerince birimde yapılan incelemede, birimin 7971725-2 nolu sözleşme ile şehir şebeke suyu kullandığı, depo sistemi ile birime su verdiği, birimde sayacın gerisindeki şube yolundan yapılan kazılı çalışmada herhangi bir kaçak hattın olmadığının tespit edildiği, fotoğraflar ile de belgelendiği, bu nedenle birimde kaçak su kullanılmadığından tahakkuk eden kaçak su bedellerinin iptal edilmesi hususu belirtilmiştir. Öte yandan, Abone İşleri Asya Bölgesi Daire Başkanlığı Tahakkuk ve Kontrol Şube Müdürlüğünün 20.11.2008 tarihli cevabi yazısında; ilgili yere 02/05/2008 tarihinde 46168 nolu kaçak şebeke suyu tutanağı düzenlendiği, müşterinin kaçak su bedeline itirazı sonucu yapılan incelemede kacak su kullanılan tesisat yerinin kazdırıldığı, ayrı bağlantı noktasının fotoğraflandığı, 02/05/2008 tarihinde fotoğrafın çekilmesi engellenmesine karşın 24/10/2008 tarihinde fotoğrafla tespit edildiği, kaplama ünitesine giden su tesisatının değiştirilmiş olup fotoğrafı çekilen yere su tesisatı alındığı, bunun da tesisatta yapılan oynamanın bir göstergesi olduğu, müşterinin 02/05/2008 tarihinde kuyu suyunun olmadığını, deposunun bulunmadığını ve tanker suyu kullanmadığını beyan etmesine rağmen 24/10/2008 tarihinde tanker suyu aldığını beyan ettiği ancak fatura ibraz etmediği, müşterinin çalışan sayısı, yaptığı iş dikkate alındığında ölçülen su tüketiminin düşük olduğu, kaçak su kullanımının aşikar olduğu, 46168 nolu tutanağa istinaden uygulanan cezai işlemlerin doğru olduğu belirtilmiştir.Mahkemece, dosya üzerinde yaptırılan inceleme sonucu İTÜ Hidrolik Ana Bilim Dalı Öğretim üyesi ve Jeofizik Mühendisi tarafından düzenlenen 14.12.2009 tarihli bilirkişi raporunda; 02.05.2008 tarihli kaçaksu tutanağı ile itiraz üzerine İSKİ görevlileri tarafından düzenlenen bila tarihli yazının çelişkili olduğu, bu durumda yazıya değer verilmesi gerektiği, kaçak su tutanağından önce ve sonra dava konusu işyerindeki tüketimler arasında önemli bir fark bulunmadığı ve bu durumun dava konusu işyerinde kaçak su kullanılmadığının önemli bir kanıtı olduğu, dava konusu işyerinde münhasıran sarı fittings denilen özel bağlantı parçaları imalatı yapıldığından ve bu imalat sırasında imalat içine direk su girmesi söz konusu olmadığından su sarfiyatının çalışan işçilerin ihtiyacı ile imalat yapan tezgahların soğutulması için kullanıldığı, bu durumda işyerinde kaçaksu kullanılmasının gerekmediği belirtilmiştir. İtiraz üzerine alınan ek bilirkişi raporunda da aynı görüşler tekrarlanmıştır.Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş, Özel Dairece, olay mahallinde keşif kararı verilerek tutanak mümzileri de keşifte dinlenilmek suretiyle davalı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak deliller hep birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesine işaretle bozulmuştur.Kaçak su tutanağı aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup tutanakta sayaçtan geçirilmeden kaçak su kullanıldığı tespit edilmiş, idareye yapılan itiraz üzerine idarece, depo sistemi ile su kullanıldığından kaçak su kullanımının bulunmadığı ve yeniden yapılan incelemede kaçak su kullanıldığının fotoğraflarla sabit olduğuna ilişkin çelişkili cevaplar verilmiştir. Bu nedenle çelişkinin de giderilmesi amacıyla kaçak su kullanımının bulunup bulunmadığı, tesisatlarda değişiklik yapılıp yapılmadığının eldeki fotoğraflarla karşılaştırılarak zabıt mümzilerinin de dinlenmesi suretiyle bizzat mahallinde yapılacak keşifle saptanması gerekir. Mahallinde keşif yapılmaksızın, evrak üzerinde düzenlenen bilirkişi raporları ile somut olayın açıklanması mümkün değildir. Bu durumda mahkemece, mahallinde uzman bilirkişi veya bilirkişiler marifetiyle keşif yapılıp kaçak su kullanılıp kullanılmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek alınacak rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru bulunmamıştır. Direnme kararı bu nedenlerle bozulmalıdır. S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 11.03.2015 gününde, oybirliğiyle karar verildi.