Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1007 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1487 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Aile MahkemesiTaraflar arasındaki “karşılıklı boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. Aile Mahkemesi’nce her iki boşanma davasının kabulüne dair verilen 13.06.2013 gün ve 2013/332 E., 2013/517 K. sayılı karar, davalı - karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 08.10.2013 gün ve 2013/18684 E., 2013/23170 K. sayılı kararı ile; “…1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-davacı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece verilen ilk kararda, davacı-davalı kadın yararına 5.000 TL maddi tazminata da hükmedilmiştir. Bu karar sadece davalı-davacı koca tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz edilen hüküm, Dairemizce boşanmaya sebep olan olaylarda kocanın daha ağır kusurlu olduğu ancak kadının da kusurlu bulunduğu, bu sebeple kocanın davasının da kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş; davalı-davacı kocanın diğer temyiz nedenlerine bu arada kadın yararına hükmedilen maddi tazminata yönelik bir inceleme yapılmamıştır. Bozmadan sonra verilen kararda davacı-davalı kadın lehine bu kez 15.000 TL maddi tazminata hükmedilmiş, hüküm yine davalı-davacı koca tarafından maddi tazminat yönünden de temyiz edilmiştir. İlk hüküm davacı-davalı kadın tarafından temyiz edilmediğine göre; ilk kararda hükmedilen maddi tazminat miktarı bakımından, davalı-davacı koca yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma kararı, davalı-davacı koca yararına doğan usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldırıcı nitelikte değildir. Bu durumda, bozmadan sonra artık maddi tazminat miktarı yönünden kocanın aleyhine olacak şekilde hüküm verilemez. Bu husus gözetilmeden, bozmadan sonra davacı-davalı yararına maddi tazminat miktarının artırılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir...”gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, karşılıklı boşanma istemine ilişkindir.Davacı - karşı davalı vekili davalının, üzerinde baskı kurduğunu, bu baskının ailesi tarafından da desteklendiğini, davalı ve ailesinin hakaret ve tehditlerine maruz kaldığını, üç kez kapı dışarı edildiğini, ailesi ile görüştürülmediğini, uyumak ve kahvaltı yapmak dışında davalının ailesinin evinde zaman geçirildiğini, davalının evliliğin başında çocuk istemediğini, sonradan çocuk olmaması sebebiyle kendisinin rencide edildiğini belirterek Türk Medeni Kanunu’nun 166/1.maddesinde yer alan evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmak kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili müvekkili aleyhine açılmış boşanma davasını kabul etmediklerini, kadının annesinin evliliğe müdahale ettiğini, kadının sürekli evi terk etmek istediğini söylediğini, sık sık telefonda konuştuğunu, hakaret ettiğini, yatak odası sırlarını başkasına anlattığını, sebepsiz evi terk ettiğini belirterek karşı dava ile boşanmak istediğini bildirmiştir.Mahkemece ilk kararda, davacı-karşı davalı kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tam kusurlu davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine, kadın yararına 5.000,00-TL manevi 15.000,00-TL maddi tazminata, 300,00-TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş; hükmün davalı-karşı davacı vekili tarafından “her iki dava” yönünden temyizi üzerine Özel Dairece “…davalı-davacı kocanın karşı boşanma davası da kabul edilmek suretiyle boşanmaya karar verilmesi gerekirken, reddi doğru olmamıştır” gerekçesi ile sair temyiz itirazları incelenmeksizin davalı-karşı davacının reddedilen boşanma davası yönünden karar bozulmuştur.Yerel mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu verilen ikinci kararda her iki boşanma davasının kabulü ile davacı - karşı davalı kadın lehine 200,00-TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00-TL maddi, 5.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiş, davalı - karşı davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.Hükmün davalı-karşı davacı vekili tarafından “kusur, tazminatlar, nafakalar ve kendi reddedilen tazminat talepleri yönünden temyizi üzerine bu kez Özel Daire tarafından yukarıda başlık kısmında açıklanan gerekçeyle maddi tazminat yönünden karar bozulmuş; Mahkemece önceki gerekçe genişletilerek direnme kararı verilmiştirDirenme hükmü davalı - karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; özel dairece verilen ilk bozma kararı sonrası mahkemece davacı-karşı davalı lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının, davalı-karşı davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı noktasındadır. Her ne kadar bozma ilamında ilk kararda hükmedilen maddi tazminat miktarı bakımından davalı - karşı davacı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu belirtilmiş ise de; mahkemece 07.06.2012 tarihli ilk hükümde davacı-karşı davalı kadın yararına 15.000,00-TL maddi tazminata hükmedildiği; bozma sonrası verilen 13.06.2013 tarihli ikinci hükümde de miktarın değiştirilmediği ve davacı - karşı davalı kadın yararına 15.000,00-TL maddi tazminata hükmedildiği anlaşıldığından maddi tazminat yönünden direnme kararı verilmesi yerindedir.Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyelerce davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının kesinleşmediği ve miktarın denetlenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği hususu ileri sürülmüş ise de çoğunluk tarafından bu görüş benimsenmemiştir.Tüm bu nedenlerle, yerel mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararının ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına gerek olmadığına, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.11.2016 gününde oyçokluğu ile karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Bonodaki metne itiraz - Takibin durmasına neden olabilir mi? Alacaklı vekili tarafından başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra mahkemesince takibe konu senet nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama gerekçe gösterilerek HMK 209/1 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına kar Hizmet tespiti davasında ispat kuralları - Araştırılması gereken hususlar Taraflar arasındaki “hizmet tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy 3. İş Mahkemesince davanın “kabulüne” dair verilen 14.12.2011 gün ve 2011/398-2011/1062 sayılı kararın incelenmesi davalı SGK vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 29.12.2011 gün v Sahte fatura kullanımı - tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği - vergi cezası DAVA VE KARAR: Davacı hakkında bir kısım alışlarını sahte faturalarla belgelendirdiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden 2002/Ocak-Mart dönemlerine ilişkin olarak re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?