Mahkemesi :Asliye CezaKullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki haline göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair ... 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04.11.2014 tarihli ve 2014/188 esas, 2014/481 sayılı kararının yerine getirilmesi sırasında, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğu gerekçesiyle kamu davasının düşürülmesine dair ... 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.06.2016 tarihli ve 2014/188 esas, 2014/481 sayılı ek kararı ile ilgili olarak;5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 5. maddesinde;“(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır. (2) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.42.md) Denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından yapılan çağrılara veya hazırlanan denetim planına uyarıya rağmen uyulmaması, denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülük ihlali sayılır.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği,Yine Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği'nin 40. maddesinde; “(1) Denetimli serbestlik kararlarının kaydedilmesinden itibaren şüpheli, sanık veya hükümlülere üç iş günü içerisinde yapılacak yazılı veya elektronik tebligatta, tebliğden itibaren on gün içerisinde müdürlüğe başvurulması gerektiği belirtilir. ... (3) Düzenlenen tebligatta, yükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmadan müdürlüğe gelmemesi veya hakkında belirlenen yükümlülüklerin gereğini yerine getirmemesi halinde, denetimli serbestlik kararının niteliğine göre kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceği, seçenek yaptırım veya tedbirin hapse çevrilebileceği ya da koşullu salıverilme kararının geri alınabileceği gibi gelmemenin hukuki sonuçları yükümlüye bildirilir. (4) Usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen yükümlü on gün içerisinde müdürlüğe müracaat etmezse komisyonun onayından sonra kayıt kapatılarak infaz dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı’na geri gönderilir.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, somut olayda adı geçen hükümlüye 1 yıllık denetimli serbestlik süresi içindeki bütün tedbir ve yükümlülüklerin tamamını içeren denetim planının 26.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, hükümlünün 03.08.2015 tarihinde rehberlik çalışması olan bireysel görüşmeye katılmayarak ilk kez ihlalde bulunduğu ve Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce uyarılmasına karar verilerek uyarı müzekkeresinin hükümlüye elden tebliğ edildiği, hükümlünün daha sonra 13.05.2016 tarihinde grup/seminer çalışmasına katılmayarak denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlal ettiğinin anlaşılması karşısında yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı’nın 15.11.2016 tarih ve 94660652-105-09-10706-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.11.2016 tarih ve KYB-2016/392248 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla; Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçelerle yerinde görüldüğünden, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.06.2016 tarihli ve 2014/188 esas, 2014/481 sayılı ek kararının CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine, 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.