Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6564 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16505 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 4 - 2012/21339Mahkemesi : Tarsus 4. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 12.12.2011Numarası : 2011/320 - 2011/721Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılmasıDosya incelenerek gereği düşünüldü:Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Gerekçeli karar başlığında suç adının "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" yerine "iftira sonucu mağdurun hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırıma uğramasına neden olma" olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.1- İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin TCK'nın 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunu, suç soruşturma veya kovuşturması için düzenlenenler dışındaki diğer resmi belgelerin düzenlenmesi aşamasında görevlilere kimliği ile ilgili yalan beyanda bulunma eyleminin ise TCK'nın 206/1. maddesinde öngörülen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağı;Somut olayda;Sanığın maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle alkolsüz vaziyette sürücü belgesiz araç kullandığının tespiti üzerine 2918 sayılı Kanunun 36. maddesi uyarınca trafik ceza tutanağı düzenlendiği sırada görevlilere kendi kimlik bilgileri yerine F.. E..'in kimlik bilgilerini vererek tutanağı imzalayıp bu şekilde mağdurun kimliği adına idari yaptırım tutanağı düzenlenmesine sebebiyet vermesinden ibaret eyleminde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını gerektirecek işlenmiş bir suç bulunmadığının anlaşılması karşısında fiilin TCK'nın 206/1. maddesinde öngörülen" resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabule göre de;TCK'nın 267. maddesinin 7. fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarih ve 2010/115-2011/154 sayılı kararıyla iptaline karar verilip söz konusu kararın 17.03.2012 tarih ve 28236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak hükümden sonra 17.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği ve iptal edilen fıkra ile ilgili yasal bir düzenlemenin de yapılmamış olması karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 28.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.