Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6456 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 608 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Ağır CezaSuç : Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapmaHüküm : Sanık ... hakkında: TCK'nın 188/3, 43, 52/1-2-4, 53/1-3, 63, 54/4. maddeleri uyarınca mahkumiyetSanık... hakkında: TCK'nın 188/3, 52/1-2-4, 53/1-3, 58/6, 63, 54/4. maddeleri uyarınca mahkumiyetSanık ... hakkında: TCK'nın 188/3-4, 43, 52/1-2-4, 53/1-3, 58/6, 63, 54/4. maddeleri uyarınca mahkumiyetSanık ... hakkında: TCK'nın 188/3-4, 62, 52/1-2-4, 53/1-3, 63, 54/4. maddeleri uyarınca mahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "01.05.2012; 04.04.2012, 05.04.2012, 08.04.2012; 29.04.2012, 05.05.2012" yerine "2012" yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.Sanık... hakkında tayin edilen adli para cezasının "1500,00 TL" yerine "1.5100,00 TL" yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.1-Sanıklar... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, sanık... hakkında cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafii ile sanık...'un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,2- Sanık... ve... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas ve 2015/135 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK'nın 139. maddesinin 4 ve 5. fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli soruşturmacının ancak suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, TCK'nın 220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği, olayımızda ise sanıkların eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel olarak uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini gizleyerek alıcı rolüne girip sanıklardan uyuşturucu madde almalarının mümkün olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerinin kimliğini gizleyen alıcı görevli olarak kabul etmek gerektiği ve elde edilen delillerin hukuka uygun bulunduğu kabul edilmiştir.Somut olaya gelince; asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak olmayıp suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret olan kolluk görevlilerinin sanıklardan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine "uyuşturucu maddeyi satışa arz etme" suçunun ve failinin belirlendiği, delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda gerçek anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ilk alımdan sonra kolluk görevlilerinin sanıklardan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu ve TCK'nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden sanıklar hakkında yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin hükümlerden çıkartılarak, sanık... hakkındaki sonuç cezanın 5 yıl hapis ve 1200,00 TL adli para cezasına indirilmesi, sanık... hakkındaki sonuç cezanın 7 yıl 6 ay hapis ve 1800,00 TL adli para cezasına indirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.