Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6040 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17489 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : KYB - 2013/347937Mahkemesi : Bakırköy 7. Ağır Ceza MahkemesiNumarası : 2013/191 - Değişik İşGerçeğe aykırı bilirkişilik yapma suçundan şüpheliler M.. T.., İ.. U.., O.. Ö.. ve M.. A.. haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 16.11.2012 tarihli ve 2012/47004 soruşturma, 2012/59599 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin bila tarihli ve 2013/191 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;Dosya kapsamına göre, şüphelilerin bilirkişi olarak görevlendirildikleri mahkemeye gerçeğe aykırı olarak rapor sundukları iddiasıyla müştekinin yaptığı şikayet üzerine, delillerin değerlendirilmesinin mahkemesine ait olduğu, raporlarda bilirkişilerin hataya düşebilecekleri, sunulan raporlara karşı itiraz edilebileceği, mahkemece yargılama sırasında veya sonrasında bilirkişilerin suç işlediği düşüncesi hasıl olduğunda suç duyurusunda bulunulabileceği gerektiğinden bahisle, inceleme yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14.11.2007 tarihli ve 2007/9636-9375 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini hiç yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanunun 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 11.10.2013 tarih ve 2013/15523/63196 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.11.2013 tarih ve 2013/347937 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/191 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.