Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, resmi belgede sahtecilik, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, patlayıcı madde bulundurma, mala zarar verme, görevi yaptırmamak için direnmeHüküm : 1- Sanıklar ..., ... ve ... (Boşceviz) hakkında; TCK'nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2- Sanıklar ... ve ... hakkında; a) TCK'nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet b) TCK’nın 204/1, 62, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet 3- Sanık ... hakkında; a) TCK'nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet b) 6136 sayılı Kanunun 15/1, TCK’nın 62, 52/2, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet 4- Sanık ... hakkında; silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan; Beraat 5- Sanık ... hakkında; a) TCK'nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet, b)19.08.2007 tarihli patlayıcı madde bulundurma, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından; Beraat 6- Sanık ... hakkında; a) TCK'nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet b) 12.02.2006 tarihli eylem nedeniyle: TCK’nın 170/1-c, 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet c) 12.02.2006 tarihli eylem nedeniyle: TCK’nın 174/1-2, 62/1, 52/2, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet d) 2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK’nın 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet, (iki kez) e) TCK’nın 265/1, 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet f) 09.12.2007 tarihli patlayıcı madde bulundurma ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından; BeraatTemyiz edenler : 1- Cumhuriyet savcısı, 2- Sanık ..., 3- Sanık ... ve müdafii, 4- Sanıklar ..., ..., ... , ..., ... ve ... (Boşceviz) müdafileriDosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... , ... ve ... hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma, sanık ... hakkında genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, patlayıcı madde bulundurma ve görevi yaptırmamak için direnme, sanıklar ... ve ... hakkında resmi belgede sahtecilik, sanık ... hakkında 19.08.2007 tarihli patlayıcı madde bulundurma, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, mala zarar verme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde;Sanık ... hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçunda atılı suçun birden fazla kişi tarafından birlikte ve silahla işlenmesi nedeniyle cezanın TCK’nın 265/3-4. maddesi gereğince arttırım yapılmaması suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanığın 12.02.2006 tarihli 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uyan eyleminden dolayı her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık ...’in silahlı terör örgütüne üye olma, sanık ...’ın genel güvenliği kasten tehlikeye sokma ve patlayıcı madde bulundurma ve ...’in mala zarar verme, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma ve patlayıcı madde bulundurma suçunu işledikleri sabit olmadığı kabul edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, Cumhuriyet savcısı, sanık ..., sanık ... ve müdafii ile sanıklar ..., ..., ... , ..., ... ve ... (Boşceviz) müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle mahkumiyet ve beraate dair hükümlerin ONANMASINA,2- Sanık ... hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyizin incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıdaki husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Suç tarihi itibariyle 6136 sayılı Kanunun 15/1. maddesi ile sanığa verilen adli para cezasının 450 TL den fazla olamayacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan temel adli para cezasının "450 TL" ve sonuç adli para cezasının "375 TL"ye indirilmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,3- Sanık ... hakkında 2911 sayılı Kanuna muhalefet ve sanıklar ... ve ... (Boşceviz) hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma suçlarından kurulan hükümlere gelince;a) Sanıklar ... ve ... (Boşceviz)’in silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil üyesi olduklarına dair mahkumiyetlerine yeterli her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, yüklenen suçtan beraatleri yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,b) Sanık ... hakkında, kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatın içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.Kanun koyucunun yukarıdaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasından tercih edilen “düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger-Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich-Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır. Buna göre, sanığın 2911 sayılı Kanunun 32/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eylemlerinin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu kabul edildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hüküm tarihinde yürürlükte olan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanık ... ve müdafii ile sanıklar ... ve ... (Boşceviz) müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.