Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3875 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9033 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : .... Ağır Ceza Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmaDosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Sanık .... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçuna ilişkin kararın incelemesinde:Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 20.03.2012 tarih ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, inceleme yapılmasına yer olmadığına, gereğinin merciince yerine getirilmesine, 2- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna verilen hükmün incelemesine gelince:14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 13. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Dairelerine yapılacak temyiz başvurularında 40 lira harç alınması hükme bağlanmış ve anılan yasa maddesi Anayasa Mahkemesinin 20.10.2011 tarih ve 2011/54 - 142 sayılı kararı ile iptal edilerek, iptal hükmünün kararın Resmi Gazetede yayımlandığı 28.12.2011 tarihinden başlayarak altı ay sonra, 29.06.2012 tarihinde yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin iptal hükmünün gerekçesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Adil Yargılanma Hakkı kapsamında değerlendirildiği, mahkemeye erişim hakkının engellenmemesi bağlamında belirlediği kriterlerden birisi olan "ödeme gücü olmayanlar bakımından etkili adli yardım isteminin olması" koşulunun ülkemizde yeterince bulunmamasına dayandırıldığı gözetildiğinde, anılan hususun Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girmesi beklenmeksizin temel haklarla ilgili Uluslararası Sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları dikkate alınarak iç hukukta uygulanması gerektiği gözetildiğinde sanığın temyiz dilekçesini verdiği tarih olan 13.05.2011 tarihinde hükmü süresinde temyiz ettiği anlaşılmakla, 07.07.2011 tarihli temyiz isteminin reddine dair verilen ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür. Yasal koşulları bulunmadığı halde, sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK'nın 192/3. maddesi uyarınca indirim yapılması, aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp, sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 3- Sanık ..... hakkında verilen hükmün incelemesine gelince de:Sanıkta ele geçirilen net 2.5 gramdan ibaret suça konu esrarı kullanma dışında satma veya başkasına vermek amacıyla bulundurduğuna dair savunmasının aksine kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanıktan uyuşturucu madde satın aldığını beyan eden sanık ... herhangi bir uyuşturucu madde ele geçmediği, mahkumiyet hükmü onanan sanık .... ise ele geçen maddeyi sanıktan aldığını iddia etmiş ise de, beyanlarının etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak maksadına yönelik olabileceği, iddiasının teredüde yer vermeyecek biçimde ispatlanamadığının anlaşılması karşısında sanığın sabit olan fiilinin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.