Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3847 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1819 - Esas Yıl 2015
İNCELENEN KARARIN;Mahkemesi : . Ağır Ceza Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma Dosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Sanıklar .. hakkında kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar .. ile sanıklar .. müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce suça konu maddelerden alınan numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Kanuna aykırı olup hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin kısmında yer alan "maddelerin" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce suça konu maddelerden alınan numunelerin" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2- Sanık .. hakkında kurulan hükme ilişkin temyize gelince ;Dosya kapsamına göre, sanığın 30.01.2008 tarihinde gizli soruşturmacıya esrar maddesi satarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu işlediği sabit ise de, 01.02.2008 tarihinde sanıktan uyuşturucu madde aldığını belirten Yaşar Haşim Maktav'da herhangi bir uyuşturucu madde ele geçmediğinin ve 01.02.2008 tarihinde yapılan aramalar esnasında ele geçen uyuşturucunun da daha önce satışı yapılan uyuşturucudan farklı bir uyuşturucu olduğuna ilişkin bir delil bulunmadığının anlaşılması karşısında, bu durumun sanık lehine yorumlanmasında zorunluluk bulunması nedeniyle, sanığın gizli soruşturmacıya sattığı uyuşturucu maddeler ile ikametinde ele geçen uyuşturucu maddelerin aynı bütünün parçaları olduğunun kabulünün gerektiği, bu haliyle eylemin tek suç oluşturacağı gözetilmeden, sanık hakkında TCK'nın 43. maddesinde öngörülen "zincirleme suç" hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.