Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazların harici veya fiili taksimi ile paylarının mülkiyeti anataşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşmayla belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre de paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, kayıtta paylı, eylemli olarak bağımsız bu oluşumun resmi taksim yapılana veya ortaklığın giderilmesine kadar "ahde vefa" (sözde sadakat) kuralı doğrultusunda korunması gerekir.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, öncelikle sanık tarafından yıkıldığı ve söküldüğü iddia ve kabul edilen tuğla duvar ve tel örgünün bulundukları yerin fiili taksim sonucu kimin kullanımında olduğu ve mülkiyetinin kime ait olduğu yerinde yapılacak keşifte dinlenecek mahalli bilirkişi, tanık anlatımları veya bilirkişi incelemesi ve dosyaya ibraz edilen Kartal Onuncu Noterliği'nin 27.07.1999 tarih 34787 yevmiye nolu muvafakatnamesi ile kesin olarak saptandıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ve yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,Kanuna aykırı, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA), 17.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.