Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2867 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 11230 - Esas Yıl 2012





İtiraz edilen daire kararı : 26.09.2012 tarih ve 2012/4023 - 10208 sayılı kararıİtirazla ilgili mahkeme kararı : Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 31.12.2009 tarih, 2008/714 - 2009/1557 sayılı bozma kararı İtirazla ilgili hüküm : TCK'nın 289/1, 52, 53 ve 58/6. maddeleri uyarınca mahkumiyetSuç : Muhafaza görevini kötüye kullanma İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi:Sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan hükmolunan mahkumiyete ilişkin Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 31.12.2009 tarih ve 2008/714 esas, 2009/1557 sayılı kararının süresi içinde sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 26.09.2012 tarih ve 2012/4023 esas, 2012/10208 karar sayılı kararı ile; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/964 esas, 2004/406 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında "karşılıksız çek keşide etme" suçundan 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesine göre adli para cezasına hükmedildiği, bu suçu düzenleyen 5941 sayılı Çek Kanununun 03.02.2012 tarih ve 6273 sayılı Kanunla değişik 5. maddesinde öngörülen yaptırımın idari yaptırıma dönüşmesi karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulama olanağının ortadan kalkmış bulunması"ndan bahisle bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, “Dairemizin bozma nedenine yönelik bir itirazı bulunmamakla birlikte, bozmaya konu olan hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının tekerrürle ilgili bendinin hükümden çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesinin usul ekonomisi ve yargı hizmetinin hızlandırılması adına daha adil ve hukuka uygun olacağını” belirterek 10.12.2012 tarihinde Dairemizin anılan kararına ilişkin itirazda bulunmuştur.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Dairemiz arasındaki uyuşmazlık, bozma sebebinin CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozmayı ve yeniden yargılamayı gerektirecek bir kanuna muhalefet keyfiyeti mi, yoksa CMUK'nın 322/1. maddesi kapsamında bozmayla birlikte Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hallerden mi olduğuna ilişkindir.İtiraz 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun”un 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında ve uyuşmazlık konusu ile sınırlı biçimde bir bütün olarak incelenmiştir.Bozma gerekçesinin niteliğine göre; kanuna muhalefetin giderilebilmesi için CMUK'nın 322. maddesinin ikinci fıkrasında işaret edilen yeni bir tetkik ve hükme ihtiyaç bulunmaması nazara alınarak, bozmanın CMUK'nın 322/1. maddesi kapsamında Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek nitelikte bulunduğu anlaşılmış ve itiraz yerinde görülerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.KARAR:1- Dairemizin itiraz edilen bozma kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına, 2- Sanık hakkında kurulan hükme ilişkin temyizin incelenmesinde;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın tekerrüre esas alınan Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/964 esas, 2004/406 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında "karşılıksız çek keşide etme" suçundan 3167 sayılı Kanunun 16/1. maddesine göre adli para cezasına hükmedildiği, bu suçu düzenleyen 5941 sayılı Çek Kanununun 03.02.2012 tarih ve 6273 sayılı Kanunla değişik 5. maddesinde öngörülen yaptırımın idari yaptırıma dönüşmesi karşısında sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulama olanağının ortadan kalkmış bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından tekerrür hükmünün uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.