Mahkemesi : ... Ağır CezaSuç : Uyuşturucu madde ticareti yapma, infaz kurumuna yasak eşya sokmaDosya incelenerek gereği düşünüldü:Tayin olunan cezanın süresi itibariyle şartları oluşmadığından, sanık ... müdafiinin duruşma isteminin CMUK'ın 318. maddesi gereğince REDDİNE, 1-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;1-Sanık ... yönünden;Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen ve tüm aşamalarda yüklenen suçu inkar eden sanığın savunmasının aksine, suç tarihinde hükümlü ...'in üzerinde ele geçen suç konusu uyuşturucu madde ile ilgisi bulunduğuna ya da uyuşturucu maddeyi satma veya başkalarına verme gibi kullanma dışında bir amaç için bulundurduğuna dair kuşku sınırlarını aşan, somut, yeterli ve kesin delil bulunmadığı, sanığın eyleminin bütünüyle kullanmak için "infaz kurumunda uyuşturucu madde bulundurma" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Sanıklar ... ve ... yönünden;Kendilerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen ve haklarında toksikolojik rapor da bulunmayan sanıkların savunmalarının aksine, atılı suçu işlediklerini kabule elverişli somut, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesi de gözetilerek, sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.