İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Asliye Ceza Mahkemesinin İtirazla İlgili Hüküm : 1- TCK'nın 265/1-4, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2-TCK'nın 86/1, 3-c, 87/3, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyetSuç : Görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı ve ekindeki dava dosyası, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında bir bütün olarak incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve kasten yaralama suçlarından açılan davanın yargılaması sonunda kurulan mahkumiyet hükümleri sanık müdafii tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 23.09.2014 tarih ve 2014/5324 - 2014/9444 sayılı kararı ile; “Görevi yaptırmamak için direnme suçunun birden fazla kamu görevlisine karşı hukuki anlamda tek fiille işlendiği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan temel cezada TCK'nın 43/2.maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA” karar verilmiştir.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 20.11.2014 tarihli itiraz dilekçesinde; “Çözümlenmesi gereken sorun, yerel mahkemenin TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun" sadece sanıkların kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesine ilişkindir.TCK'nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğu, aynı maddenin 3. fıkrası hükmü uyarınca kendi altsoyu üzerindekiler bakımından koşullu salıverme tarihine, diğerleri yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar uygulanabilecektir Bu nedenle hükümlerin 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca bozulması, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin ilgili fıkralarından TCK'nın 53. maddesinin tatbikine ilişkin paragrafların çıkarılarak, yerine TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi altsoyları üzerindeki velayet, veyaset, kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmalarına" ibaresi eklenmek suretiyle hükümlerin düzeltilerek onanması” istemiyle Dairemiz onama kararına karşı itirazda bulunmuştur. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Dairemiz arasındaki uyuşmazlık, TCK'nın 53/1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun kapsamının belirlenmesine ilişkindir. İtiraz, 6352 sayılı Kanun'un 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında bir bütün olarak incelendiğinde; Sanığın TCK’nın 265/1-4 maddesi uyarınca 9 ay hapis ve aynı Kanunun 86/1, 3-c, 87/3 maddeleri gereğince ise 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına mahkumiyetine konu olan 28.12.2011 tarihli hükümde, “Hapis cezasına mahkum olan sanığın TCK'nın 53/1-a, b, d, e fıkralarındaki hakları kullanmaktan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, c fıkrasındaki velayet-vesayet, kayyumluk hizmetinde bulunmasından şartla tahliye tarihine kadar yoksun bırakılmasına” karar verilmiştir. TCK’nın 53/3. maddesine göre, mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hükolunan hak yoksunluğunun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam etmeyeceği, diğer bir anlatımla bu noktadaki hak yoksunluğunun koşullu salıverilmeye kadar devam edeceği, kendi altsoyu dışındaki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise hak yoksunluğunun anılan maddenin 2. fıkrası gereği hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceği açıkça hüküm altına alınmış olup,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı yerinde görülerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.KARAR:1- Dairemizin itiraz edilen “onama” kararının kaldırılmasına, 2- Sanık müdafiinin temyizine ilişkin incelemede;Görevi yaptırmamak için direnme suçunu birden fazla kamu görevlisine karşı hukuki anlamda tek fiille işlediği anlaşılan sanık hakkında tayin olunan temel cezada TCK'nın 43/2. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK'nın 53/1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/l-a,b,d,e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılıp yerine “sanık hakkında TCK’nın 53/1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet, kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişiler karşı belirtilen yetkiler yönünden ve anılan fıkranın a, b, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından ise mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olmasına” ifadesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.