Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2219 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18322 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, patlayıcı madde bulundurma, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, 2911 sayılı kanuna aykırılık, silahlı terör örgütünün propagandasını yapmaHüküm : 1- Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, 2911 sayılı kanuna aykırılık suçlarından; beraat 2- TCK'nın 314/3, 220/6. maddeleri yollamasıyla 314/2, 220/6-son, 62, 53/1, 58, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet 3- TCK'nın 174/1, 62, 52/2-4, 53/1, 58, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet 4- 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK'nın 62, 53/1, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyetTemyiz edenler : 1- Sanık müdafii, 2- Cumhuriyet savcısı Dosya incelenerek gereği düşünüldü:A- Patlayıcı madde bulundurma ve 2911 sayılı kanuna aykırılık suçlarından kurulan hükümlere ilişkin yapılan incelemede; "Patlayıcı madde bulundurma" suç adının gerekçeli karar başlığında yazılmaması mahallinde giderilebilir yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir.Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, patlayıcı madde bulundurma suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanığa yüklenen 2911 sayılı kanuna aykırılık suçunun sabit olmadığı kabul edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafii ile Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraat ve mahkumiyete dair hükümlerin ONANMASINA, B- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma ve devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyize gelince;1- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma ve devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçları ile ilgili olarak; a- Terör örgütünün kuruluş yıl dönümünde, örgütsel çağrılara uygun olarak polis merkezini hedef alan ve bu merkeze havai fişeklerle saldıran bir kısmının yüzü kapalı 8-10 kişiden oluşan grup içerisinde yer alan sanığın, taşıdığı ve atmaya çalıştığı el yapımı bombanın elinde patlaması sonucunda yaralanması şeklinde iddia olunan eylemle ilgili olarak; olay mahallinde yapılacak bir keşif veya olay yerine ilişkin tutanaklar ile diğer belirlemelerden de yararlanılarak bombanın atılmaya çalışıldığı yer ile polis merkezi ve polis nöbet noktaları arasındaki mesafe ve bombanın özellikleri gibi hususlarda nazara alınarak sanığın amaç suç niteliğindeki devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu ile araç suç niteliğindeki kasten öldürmeye teşebbüs suçu bakımından elverişli hareketlerle icraya başlayıp başlamadığı tartışılıp, kasten öldürme suçuna ilişkin olarak bir dava bulunmadığı da gözetilerek usulüne uygun olarak açılacak bir dava sonucunda kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübuta ermesi halinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun bu suç içerisinde TCK'nın 44. maddesi uyarınca içtima olacağı da nazara alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,b- Kabul ve uygulamaya göre de;Sanığa yüklenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun tüm unsurları itibariyle oluştuğu ve el yapımı bombanın atılmak istenmesiyle manevi unsurun açıkça ortaya çıktığı nazara alınmadan sanığın mahkumiyeti yerine dosya kapsamına uygun bulunmayan gerekçe ile beraatına karar verilmesi, 2- Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçu bakımından; tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.