Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9322 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4915 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, dini ve milli bayram ücreti, fazla mesai ücreti, ödenmeyen maaş alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın husumet yönünden reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin, davalıların kat maliki oldukları ... sitesinde aralıksız 15 yıl 6 ay kapıcı olarak çalıştığını, kendisine istifa ve ibraname vermezse haklarının ödenmeyeceğinin söylendiğini ve açık belgeye imza alındığını, çalışma süresi içinde kendisine çöp atma, sipariş getirme, iskeleden siteye yolcu ve yük taşıma gibi görev tanımını aşar mahiyette görevler verildiğini, müvekkilin işine son verilmesi sonrası gerek site sakinlerinden gerekse yönetimden birlikte geçen onca yılın hatırına vefa gösterilmesini ve haklarının ödenmesini istemişse de ne yönetim ne de yıllarca yüz yüze bakılan hizmet ettiği kat maliklerince konuyla ilgilenilmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret alacağı, yıllık izin, dini-milli bayram ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı ... vekili, öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davacının işvereninin .... olduğunu, Kat Malikleri Kurulunun ...'ı yönetici olarak atadığını, davanın bu kişiye yöneltilmesi gerektiğini, bu sebeple davanın husumetten reddinin gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacının işyerinde ödenmemiş 4 aylık maaş alacağının kesinlikle bulunmadığını, davacının fazla mesai, yıllık izin, dini ve milli bayramlardan doğmuş bir alacak ve hakkı bulunmadığını, bu nedenle bu taleplerinin de reddinin gerektiğini, davacının site yönetimine istifa dilekçesi sunduğunu, davacının isteği üzerine 01/09/2013 tarihli toplantısında oy birliğiyle almış olduğu karar ile davacının isteği üzerine iş akdinin feshine karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı ... vekili, öncelikle husumet itirazında bulunduklarını, davacının ... sitesinde kapıcı olarak çalıştığını, davanın müvekkiline ve kat maliklerine yöneltemeyeceğini, site yönetimine davayı açması gerektiğini, esasa dair olarak da davacının istifası üzerine kat malikleri genel kurulunun aldığı kararın işçinin kıdem tazminatı ödenerek iş ilişkisine son verilmesi şeklinde olduğunu, davacıya ihbar önelinin kullandırıldığını, davacıya Ekim 2013 de 35.088,79 TL ödeme yapıldığını, dava dilekçesindeki tüm anlatımların gerçekten uzak olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı ..., ... Sitesinin yazlık bir site olduğunu, davacıya ihbar öneli verildiğini, davacının yönetime ibraname verdiğini, ibranameyi hiçbir baskı altında kalmadan tamamen kendi rızasıyla imzaladığını, davacının bu sitede fiili 2,5 ay çalışıp 9,5 ay boş olduğunu, yapacağı işin bulunmadığını, devamlı izinli gibi olduğunu, site genel kurulunca 01/09/2013 tarihli toplantıda oybirliğiyle davacının isteği üzerine iş akdinin feshine karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, Kat Mülkiyeti Kanuna göre oluşmuş yönetim var ise davanın apartman yönetimine şayet yönetim oluşmamış ise kat maliklerinin tümüne dava açılması gerektiğini ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerektiğini, apartmanda Kat Mülkiyeti Kanuna göre oluşmuş bir yönetimin olduğunu, bu halde davanın apartman yönetimine karşı açılması gerektiğinden kat maliklerine yöneltilen davanın usulden reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:İşyerinde kapıcı olarak çalışan davacı işçinin işçilik alacaklarına ilişkin davasını Kat Maliklerine karşı yöneltip yöneltemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Kapıcılık hizmetlerinin diğer işlere göre bir farklılık gösterir. Bu nedenle 1475 sayılı Yasada olduğu gibi, 4857 sayılı İş Kanununda da konut kapıcıları hakkında ayrı düzenlemeler getirilmiş, 110 uncu maddede “Konut kapıcılarının hizmetlerinin kapsam ve niteliği ile çalışma süreleri, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri, yıllık ücretli izin hakları ve kapıcı konutları ile ilgili hususların düzenlenmesinde uygulanacak değişik şekil ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.Konut Kapıcıları Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinde kapıcı, anataşınmazın bakımı, korunması, küçük çaptaki onarımı, ortak yerlerin ve döşemelerin bakımı, temizliği, bağımsız bölümlerde oturanların çarşı işlerinin görülmesi, güvenliklerinin sağlanması, kaloriferin yakılması ve bahçenin düzenlenmesi ve bakımı ve benzeri hizmetleri gören kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede, işveren ise konutun maliki ve ortakları olarak açıklanmıştır. Kamu kurumlarına ait lojman işyerlerinde anataşınmaz maliki, ilgili kamu kurumudur. Yönetici ise konutun maliki ya da kat malikleri adına hareket eden kişidir. Yönetici, Kat Mülkiyeti Kanununa göre seçilir ve görevlerini ifa eder. Yönetmelikte işyeri, kapıcının çalıştığı konut ile bağımsız bölüm, ortak yerler, eklenti ve tesislerin tümü olarak ifade edilmiştir. Yönetmeliğin 4/a maddesine göre, yöneticinin iş ya da toplu iş sözleşmesi yapması için işverenin yazılı olarak yetki vermesi gerekir. Buna rağmen, yazılı yetki olmadığı durumlarda kapıcı ile yönetici arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu söylenemez. Konutun maliki ya da ortaklarının yazılı yetki vermedikleri halde kapıcılık hizmetlerinden yararlanmaları kapıcılık sözleşmesine onay verildiği anlamındadır. Kapıcı ile binanın sahibi ya da kat malikleri kurulu arasında yapılmış olan iş sözleşmesinin tam süreli ya da kısmî süreli olarak yürürlüğe konulması mümkündür. Özellikle bağımsız bölüm sayısının az ve eklentiler ile ortak alanların da yoğun bir iş hacmini gerektirmeyecek durumda olduğu hallerde, kapıcının günlük yedibuçuk saat ve haftalık kırkbeş saat olağan mesaiye göre daha az sürelerle çalıştırılması imkân dâhilindedir. Kısmî süreli iş sözleşmesi yazılı olarak yapılmamış ise, işyerinin özelliği ve işin niteliğine göre çalışma olgusunun kanıtlanması mümkündür. Yönetici, İş Kanunu ve Yönetmeliğin uygulanması yönüyle işveren temsilcisidir. İş hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idarî ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Bu itibarla, kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat maliki ya da maliklerine karşı açılması gerekmekte ise de, Yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hasım gösterilerek açılması da mümkündür. Ancak bu halde dahi hükmün doğrudan yönetici hakkında kurulması doğru değildir. Mahkemece kat maliki ya da malikleri adına yönetici hakkında karar verilmesi gerekir. Zira Yönetmeliğin 4/d maddesine göre, yöneticinin ana taşınmazda üstlendiği görevleri itibarıyla kat maliki ya da maliklerinden tahsil ederek, kapıcının Yasadan doğan haklarını ödeme yükümlülüğü vardır. Somut olayda, dava asıl işveren olan Kat Maliklerine yöneltilmiştir. Bu durumda tüm kat maliklerinin belirlenip taraf teşkili sağlanarak işin esasına girilmesi gerekirken davanın asıl işverene açılması halinde sıfatı olmayan işverene açılması şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile husumetten reddi hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 05/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.