Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9313 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 37 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ...DAVA : Davacı-karşı davalı, asıl davada kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti alacağının ödetilmesine, davalı-karşı davacı karşı dava da ise ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne karşı dava hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Hüküm süresi içinde davalı-karşı davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı-karşı davalı isteminin özeti: Davacı-karşı davalı işçi vekili, davacı-karşı davalı işçinin fazla mesai, genel tatil, kullanmadığı yıllık izin ücretlerini istediğini ama kendisine bu haklarının ödenmediğini, tüm haklarının ödeneceği vaadi ile davalının davacı-karşı davalı işçiye 31/01/2013 tarihinde ibraname imzalattığını ama ödeme yapmadığını, dolayısıyla davacı-karşı davalı işçinin iş aktini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini ve karşı davanın reddini istemiştir.B) Davalı-karşı davacı cevabının özeti: Davalı-karşı davacı işveren vekili, davacı-karşı davalı işçinin yapılan zammı beğenmediği için kendisinin işi bıraktığını, ihbar süresine uymadığını, ibraname verdiğini, 8 haftalık ihbar süresini tamamlamadığını, ihbar süresinin 4 haftasını çalışmadığını, bu nedenle davacı-karşı davalı işçinin, davalı-karşı davacı işverene ihbar tazminatı ödemesi gerektiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davacı-karşı davalı işçinin davasının reddini, karşı dava olarak ise ihbar tazminatı taleplerinin kabulünü istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı karşı davacı tarafından mahkemeye sunulan imzalı ibraname incelendiğinde, belgenin 31/01/2013 tarihinde tanzim edilmiş olduğu, kendi isteği ile işten ayrıldığını, tüm haklarını aldığını beyan ederek davacı-karşı davalı işçinin imzaladığı, ... 420. maddedeki koşullar gerçekleşmediğinden ibranamenin geçersiz olduğu, işten ayrılma isteği yönündeki iradenin ise sebepsiz yalın istifa olarak değerlendirilemeyeceği, ...'ın kemikleşmiş içtihatlarında da belirtildiği üzere ''uzun yıllar çalışan bir işçinin tazminat alamayacak şeklide iş akdinin sonlandırılmasının hayatın olağan akışana aykırı olacağı'', davacının ödenmeyen fazla çalışma ile bayram çalışmaları bulunduğu, haklı fesih nedeninin mevcut olması karşısında davacı-karşı davalı işçinin önelsiz ve haklı fesih hakkını kullandığı, davacı-karşı davalı işçinin haftanın 5 günü 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığı, ancak bu çalışmaların haftanın 3-4 günü 20:00, 22:00 saatlerine kadar uzadığı, bunun yanında ayda 3 Cumartesi normal mesai saatleri gibi çalışıldığı iddiasına karşılık, 2011,2012 ve 2013 Şubat aylarına ilişkin fazla mesai tahakkuklarının imzalı ücret bordroları uyarınca ödendiğinin sabit olduğu, ancak sunulu giriş çıkış çizelgelerinde davacı işçinin imzasının bulunmaması sebebiyle hesaplama dışı tutularak 08/07/2014 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen miktardan %30 hakkaniyet indirimi yapılarak 5.099,60 TL alacağa hak kazandığı, davacı-karşı davalı işçinin genel tatil alacağına yönelik talebine yönelik davalı tarafından sunulan imzalı ücret bordrolarında genel tatil günlerinde ödeme yapıldığına dair ibare olmaması sebebiyle tanık beyanlarına itibar edildiği, dini bayramlarda çalışma olmadığı, milli bayramlarda çalışma yapıldığı, 08/07/2014 tarihli bilirkişi ek raporunda hesaplanan 1.381,29 TL den %30 hakkaniyet indirimi yapılarak 966,90 TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, sair taleplerin de sübut bulduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı işçinin davasının kabulüne, davalı-karşı davacı işverenin ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde davalı-karşı davacı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1- Usul hukuku açısından;A-)Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi 10/04/1992 günlü, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı ... kararı gereğince bozma nedeni olduğu gibi 6100 sayılı HMK’nun 297. maddesine ve 321. maddesine de aykırıdır.6100 sayılı ... 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile ... kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).Mahkeme tarafından kısa kararda kıdem tazminatının dava dilekçesindeki miktarına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesine rağmen, gerekçeli kararda kıdem tazminatının dava dilekçesindeki miktarına dava tarihine yer verilmeden, faiz başlangıç tarihi yeri boş bırakılarak hükmedilmiştir. Keza, yıllık izin ücreti alacağından kısa kararda en yüksek mevduat faizini geçmemek kaydıyla yasal faize hükmedilmiş iken, gerekçeli kararda yasal faizi ile tahsiline karar verilerek kısa karar –gerekçeli karar çelişkisi yaratılmıştır. Karar bu nedenlerle hatalıdır.B-)Karşı dava yönünden; Kısa kararda karşı davanın reddine karar verilmesine rağmen gerekçeli kararda karşı dava hakkında hüküm kurulmaması hatalıdır.2-Esas açısından ise;Genel tatil ücreti alacakları 4857 sayılı Yasa’nın 47. maddesi gereğince 1 yevmiye üzerinden hesaplanmalıdır. Dolayısı ile, bu alacağın 1 misli yerine %50 zamlı yevmiye yani 1,5 misli üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınması hatalıdır.F)SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.