Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9171 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 32305 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.04.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın 141. Maddesinde “ yargı kararlarının gerekçeli yazılması” emredilmiştir.Bu Anayasal zorunluluğunun yansıması sonucu düzenlenen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).Somut uyuşmazlıkta;Mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesi “ …müvekkilinin davalı firmada çalışırken iş akdinin haksız olarak feshedildiğini belirterek dilekçesinde miktarını ve türlerini belirttiği kalemlerdeki alacağının yine dava dilekçesinde belirttiği faiz oranları ile davalıdan tahsilini istemiş, yargılamanın son aşamasında ıslah dilekçesi vererek talep miktarlarını artırmıştır. “ şeklinde özetlenmiş, Davalı savunması, savunmaya ilişkin detaylar açıklanmadan “ davalı davanın yerinde olmadığını belirterek reddini istemiştir” şeklinde belirtilmiştir.Gerekçe olarak da aynen; “ Davacının . sicil ve işyeri dosyasından, dinlenilen tanık beyanlarından hükme esas alınan bilirkişi raporundan oluşan delillerin bir bütün halinde ele alınıp, değerlendirilmesi sonucunda;Davacının davalı şirkette belirsiz süreli hizmet akdi ile çalıştığı,daha sonra sözleşmesinin feshedildiği, yapılan feshin bilirkişi raporundaki yerinde görülen gerekçelere göre haksız olduğu, aldırılan bilirkişi raporunda davacının hak ettiği alacak miktarlarının iş hukuku ilkeleri çerçevesince usulünce ve gerekçeleri de belirtilerek gösterildiği, hesaplama yönteminin mahkememizce de benimsendiği, bilirkişinin tarafsızlığına ilişkin taraf vekillerince bir iddianın ortaya atılmadığı, rapora yapılan eleştirilerin teknik boyutta kaldığı,bu yönü ile mevcut raporun hüküm vermeye yeterli olduğu sonucuna varıldığından mevcut bilirkişi raporu doğrultusunda açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. “ şeklinde yazılmıştır.Mahkemece davacının dava dilekçesindeki taleplerinin ne olduğu, hangi kalemde ne sebeple, ne miktarda, hangi faiz oranı ile talepte bulunulduğu, çalışma süresi, ücret vb. hususlar açıklanmamış, davalının talep edilen alacak kalemlerine yönelik savunmalarından söz edilmemiştir.Davacının talepleri ile davalının savunmaları soyut bir şekilde geçiştirilmiştir.Mahkeme kararında toplanan delillerden söz edilmiş ise de delillerin ne olduğu yazılmamış, delillere ilişkin bir tartışılma yapılmamış, hangi sebeple iddiaya değer verildiği ve davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık ücretli izin alacağının hesabına esas unsurlar ile bu alacakların kabulünün gerekçesine ilişkin hiçbir açıklama yapılmamıştır.Kararda bilirkişi raporundan söz edilmiş ise de, bilirkişi raporu dahi yazılmamış, ne olduğu anlaşılamayan bir rapordan söz edilmiştir. Kaldı ki içeriği dahi yazılmayan bilirkişi raporuna atıf yapmak gerekçe değildir.Ayrıca yargılama giderlerinin dökümü de yapılmamıştır.Bu nedenle Mahkemenin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın 141 ve HMK. nun 297. maddesine aykırı şekilde oluşturulan ve Anayasa’ nın ve HMK. nun amaçladığı anlamda hiçbir gerekçe içermeyen kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 1.350.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.