MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, sefer ücreti, ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş, davalı avukatı tarafından duruşma talep edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalı firmada, 19.06.2009 -04.06.2012 tarihleri arasında uluslararası tır sürücüsü olarak çalıştığını, 08.06.2011 tarihinde emekli olması sebebiyle çıkış gösterildiğini, ancak çalışmasının kesintisiz olduğunu, ücretinin asgari ücret artı sefer başına 500-550 Euro olduğunu, İtalya içinden yapılan seferlerde ise 300 - 350 Euro sefer başı ödeme yapıldığını, Türkiye'den Avrupa ülkelerine yapılan seferlerin ayda 2-3 kez, İtalya'dan yapılan seferlerde ise ayda 4-5 kez yapıldığım, davalı tarafın Temmuz 2011 tarihinden itibaren sefer ücretlerinin 500 Euro'dan 350 Euro ya (diğer seferler 350 den 300 ve 300 den 22 Euro'ya düşürüldüğünü); son sefer ücretinden 77,5 Euro ve 135,00 TL ve önceki tarihlerdeki sefer ücretlerinden toplam 130 Euro kesinti yapıldığını, davalı tarafın asgari ücretleri de düzensiz ödediğini, 2012 yılı Nisan Mayıs dönemine ait ve Haziran ayı 4 günlük asgari ücretleri de ödemediğini, yurtdışı seferlerine rastlayan ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yapıldığını ancak ücretinin ödenmediğini, sigorta primlerinin eksik yatırıldığını, yıllık izinlerinin kullandırmadığını, bu sebeplerle 40. Noterliğinin 34.06.2012 tarih ve 12 759 yevmiye nolu ihtarı ile iş akdini haklı sebeple feshettiğini iddia ederek; 3 000 TL kıdem tazminatı, 500,00 TL yıllık izin ücreti, 500,00 TL sefer ücreti, 500,00 TL asgari ücret alacağı. 500,00 TL ulusal bayram genel tatillerde çalışma ücreti alacakların ödenmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının 09.06.2011 tarihinde çalışmaya başladığını, 04.05.2012 tarihinden itibaren işe devam etmemeyi başladığını, bu sebeple 06.06.2012 tarihinde İş Kanunu'nun 25/2-g bendi kapsamında sona erdiği ve işten çıkış bildirgesinin kuruma verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmaması ücret ve ücret kabilinden işçilik alacaklarının zamanında ve düzenli ödenmemesi nedeniyle iş akdinin davacı tarafından haklı olarak feshedildiği gerekçesi ile kıdem tazminatı, sefer primi ücreti, yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti taleplerinin kabulüne, asgari ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı taraflar yasal süresi içinde temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekili, dava dilekçesinde açıkça “davalı tarafın Temmuz 2011 tarihinden itibaren sefer ücretlerinin 500 Euro'dan 350 Euro ya (diğer seferler 350 den 300 ve 300 den 22 Euro'ya düşürüldüğünü); son sefer ücretinden 77,5 Euro ve 135,00 TL ve önceki tarihlerdeki sefer ücretlerinden toplam 130 Euro kesinti yapıldığını” belirterek sefer ücreti talebinde bulunmuştur. Aynı zamanda 40. Noterliğince düzenlenen 04.06.2012 tarih ve 12 759 yevmiye nolu fesih ihtarnamesinde de; “ çeşitli tarihlerde 130 Euro yakıt kesintisi yapıldığını, son sefer ücretinden 77,5 Euro ve 135 TL ödenmediğini belirterek sefer primine ilişkin talebini açıkça ortaya koymuştur. Bu nedenle sefer primi ücreti talebi dava dilekçesinde ve fesih ihtarnamesinde belirtilen miktarla sınırlı olarak değerlendirilip sefer primi talebi hüküm altına alınmalıdır.3- Dava dilekçesinde ve ıslah talebinde kıdem tazminatı dışındaki alacak talepleri açısından temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiğinden, mahkemece dava/ ıslah tarihi ayrımı yapılması hatalıdır.4- Hükmedilen miktarların net mi, yoksa brüt mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin HMK.nun 297/2. maddesine aykırı olup, infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi hatalıdır.F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.