Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 89 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7797 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: A)Davacı İsteminin Özeti:Davacı 10/08/2012 tarihli dava dilekçesi ile özetle, müvekkilinin 2008 yılının Ekim ayından 05/07/2012 tarihine kadar davalı şirkette lojistik kısmında şoför olarak çalıştığını, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, yıllık izin ücretlerinin kullandırılmaması, izin ücretlerinin ve bayram genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile iş akdini 05/07/2012 tarihinde haklı olarak feshettiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı talebinde bulunmuştur. B)Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili 10/09/2012 tarihli cevap dilekçesi ile özetle; davanın haksız olduğunu, davacının yıllık izin ücretlerinin kendisine ödendiğini, fazla mesai ücretlerinin her ay maaşına yansıtılarak ödendiğini, davacının 3 gün izinsiz olarak (06/07/2012 tarihinden 10/07/2012 tarihine kadar) işe gelmediğini, 10/07/2012 tarihli ihtarname ile işe gelmeme sebebinin bildirilmesi için ihtarname gönderildiğini, ancak davacının 05/07/2012 keşide tarihli ihtarname gönderdiğini, bu nedenle iş akdinin davalı tarafından haklı olarak sona erdirildiğini davacının maaşının banka hesabına yattığını, asgari ücret düzeyinde maaş aldığını, fazla mesai yapılmadığını, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.D)Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1. Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2. İşçiye, işyerinde çalıştığı sırada ara dinlenmesi verilip verilmediği ve süresi konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır. Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz. Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir (Yargıtay 9.HD. 17.11.2008 gün 2007/35281 E, 2008/30985 K.). İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır. Somut olayda hükme dayanak bilirkişi raporunda, fazla mesai hesabı esnasında haftada bir gün 8 saatlik çalışmadan 1 saat yerine 0,5 saat ara dinlenmesi düşülerek hesaplama yapılması hatalıdır.F)Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.