MAHKEMESİ : ANKARA 15. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 24/04/2012NUMARASI : 2010/1068-2012/492DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.03.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat V. K. ile karşı taraf adına Avukat H. Ö. Y. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı işçi, 01.09.1996 tarihinden itibaren davalı işverenin Türkmenistan'da bulunan işyerinde ustabaşı-fayansçı olarak çalıştığını, 30.05.2005 tarihinde işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak işten çıkartıldığını, yasal haklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı yıllık ücretli izin alacağı, genel ve ulusal tatil alacağı, hafta tatili alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı işveren, davacıya diğer hakları dahil 900USD ücret ödendiğini, fesihte hakları ödenerek ibraname verdiğini savunmuştur. Mahkemece ibranameye değer verilmeksizin davanın kabulüne karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Dairemizin, 26.10.2010 tarih 008/28096 Esas 2010/30467 Karar sayılı ilamı ile özetle"... Savunma ile çelişen ibranameye değer verilemeyeceği yönündeki gerekçe yerinde olsa da, Dairemizin sözü edilen uygulaması miktar içermeyen ibranamelerin geçerliliği noktasında ortaya çıkmaktadır. Başka bir anlatımla miktar içeren ibraname makbuz hükmünde olup, işverence yapılan ödemenin hak kazanılan tutarlardan mahsubu gerekir. Miktar içeren ibranameye karşı işçinin iradesinin fesada uğratıldığı savunması yapılabilecek ise de, somut olayda bu dava fesih tarihini takip eden sürede ibranamenin düzenlenmesinden yaklaşık 2 yıl sonra açılmıştır. Borçlar Kanunun 31. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre geçmiş olmakla, miktar içeren ibranameye değer verilmeli ve yapılan ödemeler mahsup edilerek ihbar ve kıdem tazminatıyla ilgili karar verilmelidir. Davacı işçi fazla çalışma ücretini talep etmiş, mahkemece haftada 21 saat olarak hesaplanan fazla çalışma ücretinden taktiri indirim yapılarak isteğin kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınana bilirkişi raporunda haftada 7 gün olan çalışmalar için tüm çalışma süresi 77 saat olarak belirlenmiş bundan 11 saat ara dinlenmesi ile yasal haftalık 45 saat çalışma süresi düşülerek haftalık 21 saat fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır. Davacı işçi aynı zamanda hafta tatili ücreti talep etmiş olup, mahkemece sözü edilen hafta tatili çalışmaları da ayrıca hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Fazla çalışma hesabında dikkate alınan haftalık çalışma süresi içinde hafta tatilinde yapılan normal çalışmalara da yer verilmiş olmakla, hafta tatili çalışması hem fazla çalışma içinde hesaplanmak hem de ayrıca hafta tatili ücreti hesabı yapılmak suretiyle mükerrer yararlanmaya imkan verecek şekilde isteklerin kabulüne karar verilmiştir. Fazla çalışma hesabı noktasında hafta tatili normal çalışma süresinin dikkate alınması hatalı olup kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir..." şeklinde karar bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında ek rapor alınmış, ve ibraname değerlendirildiğinde ihbar farkı çıkmadığı kıdem tazminatı olarak ise 1.287,92TL ödenmesi gerektiği belirlenmiştir. Davacı vekili ibranamede geçen rakamların ödenip ödenmediği noktasında şirket yetkilisine yemin teklif etmiş, şirket yetkilisi yemin beyanında ibraname alınırken yazılı rakamların ödendiğini ancak çalışan işçi sayısı fazla olduğu için davacı işçiye ödeme yapılıp yapılmadığını bilmesinin mümkün olmadığını belirtmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen yemin delilinden de söz edilerek ibranamede yer alan ödemeler dışlanmaksızın kıdem ve ihbar tazminat isteklerinin kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan bozma, ibraname bakımından kesin bozma niteliğindedir. Başka bir anlatımla ibranamede yer alan rakamların düşülmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduğundan davalı yararına usulü kazanılmış hak doğar. Davacının ibranamede yazılı rakamların ödenmediği noktasında yemin teklifi üzerine bu yönde usulü işlemler yapılarak sonuca gidilmesi hatalıdır. Bozma kararı gereği, alınan ek rapora göre ibranamede ödendiği belirtilen miktarlar düşülmek suretiyle kıdem tazminatı farkının kabulüne ve ihbar tazminatının reddine karar verilmelidir.Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.