MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının davalı işverenliğe ait zincir restorantta 2008/Mayıs ayın sonundan 08.07.2011 tarihine kadar fırın ustası olarak aylık net 1.700 TL çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının 06.07.2011 tarihinde istifa ettiğini, sonraki günlerde haklı bir neden olmaksızın işe gelmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Davalı vekili cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış ve yasal süresi içinde sunduğu tanık listesinde üç tane tanık bildirmiştir. Mahkemece bu tanıklardan ikisine dinlenilmesi için davetiye çıkarılmış, tebliğe çıkarılan davetiyeler tanıkların belirtilen adreslerden ayrıldıkları gerekçesiyle iade edilmiş, davalı vekili 26.03.2013 tarihli 5. oturumda tanıkların yeni adreslerini bildireceğini beyan etmiştir.Mahkemece 26.03.2013 tarihli 5. oturumda;“Davalı vekilinin tebligat yapılamayan ve taşındığı anlaşılan tanıklarının adreslerini bildirdiğinden ve masraf yatırıldığından yeniden davetiye çıkarılmasına, adres bildirilememesi halinde tanıkların adreslerinin resmi kurumu ve kuruluşlardan ayrı ayrı araştırılmasına, davalı vekiline bu konuda 20 gün süre verilmesine” şeklinde ara karar oluşturulmuştur.26.06.2013 tarihli 6. oturum için davalı vekili mazeret bildirmiş, mahkemece davalı vekilinin mazereti kabul edilmiş ve dosyanın tevdiine dair ara karar oluşturularak yargılamaya devam edilmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı vekili esasa ilişkin olarak ve tanıklarının dinlenmesi gerektiğini belirterek usule ilişkin olarak temyiz etmiştir.Dosyada öncelikli sorun davalı şirketin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip, edilmediğidir.Hukuki dinlenilme hakkı 6100 Sayılı HMK’nın Hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. Maddesinde aynen; “MADDE 27- (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak;a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,b) Açıklama ve ispat hakkını,c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. “ şeklinde düzenlenmiştir.Maddenin 2/b bendinde belirtilen “…. ispat hakkı “ delil sunma hakkı olup, taraflar yasal ve süresinde olmak koşulu ile her türlü delili sunma ve delillerinin toplanılmasını isteme ve bu bağlamda tanıklarının dinlenilmesi isteme hakkına sahiptir.Davalı şirket, davaya karşı vekili marifeti ile cevap verip, cevap dilekçesi ile delillerini ve bu bağlamda mahkemece verilen süre içinde dinletmek istediği üç tanığı bildirmiştir.Mahkemece davalı şirketin iki tanığına dinlenilmesi için davetiye çıkarıldığı ve davetiyelerin iade edilmesi nedeniyle tanıkların dinlenmediği, diğer tanık için ise davetiye çıkarılmadığı anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK’nın 240/3 maddesindeki “Tanık listesinde adres gösterilmemiş veya gösterilen adreste tanık bulunamamışsa, tarafa adres göstermesi için, işin niteliğine uygun kesin süre verilir. Bu süre içinde adres gösterilmez veya gösterilen yeni adres de doğru değilse, bu tanığın dinlenilmesinden vazgeçmiş sayılır” düzenlemesi karşısında, Mahkemenin 26.03.2013 tarihli 5. oturumunda aldığı ara karar usule uygun değildir. Mahkemece; davalı vekiline tebligat yapılamayan tanıklarının tebligata yarar açık adreslerini bildirmesi için HMK’nın 240/3 maddesi uyarınca işin niteliğine uygun kesin bir süre verilmeden ve ayrıca davetiye çıkarılmayan diğer davalı tanığının gerekçe gösterilmeksizin dinlenmeden dosyanın bilirkişiye tevdii ile rapor alınarak yargılamanın sonuçlandırılması, Anayasal ve Yasal hukuki dinlenilme, buna bağlı adil yargılanma hakkının ihlali olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.