MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ve fazla çalışma ücretlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, 07.06.2012 tarihinde müvekkili şirketin alt işvereni olan .... işçisi ....'e sözlü olarak hakaret ettiğini, sinkaflı sözler söylediğini, daha sonra 09.06.2012 tarihinde ... isimli işçi ile birbirlerine karşı fiziki olarak sataştıklarını ve karşılıklı olarak birbirlerine sinkaflı hakaret ettiklerini, olayın kamera kayıtları ile saptandığını, tanık beyanlarını içeren tutanaklar ile tespit edildiğini, davacının iş akdinin 11.06.2012 tarihinde 4857 sayılı Yasanın 25/II.maddesi uyarınca ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan davranışları nedeniyle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, dinlenen davacı tanıklarının işyeri girişinde ... isimli diğer çalışanın davacıya sinkaflı küfür ettiğini ve kolundan sert şekilde tuttuğunu ve bu olay sırasında davacının ... isimli işçiye hakaret etmediğini beyan ettikleri, davalı tanığı ...'ın söz konusu tartışmaya şahit olmadığını beyan ettiği, diğer davalı tanığının ise münakaşaya şahit olduğunu, bir küfürleşme olduğunu ancak neden çıktığını bilmediğini beyan ettiği, dinlenen taraf tanıklarının beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda sataşma fiilinin davacıdan değil dava dışı üçüncü kişi olan aynı işyerinde işçi olduğu anlaşılan .... isimli kişiden geldiği, davacının işverenin başka bir işçisine sataştığına dair yeterli başkaca delil de bulunmadığından iş akdinin işverence haklı olarak feshinine ilişkin şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti ve 1/3 oranında takdiri indirim uygulanarak fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. D) Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Somut uyuşmazlıkta, dosyaya delil olarak sunulan ...'nin çözümü yapılmadan davacıya isnat edilen eyleme ilişkin savunma değerlendirilmeden eksik inceleme hüküm tesisi hatalıdır. 2-Davalı işyerinde kısa çalışma uygulamasının olup olmadığı ve bu bağlamda davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, işverenin kısa çalışma ödeneği konusunda Kuruma başvurusunun olup olmadığı, 11.03.2009-31.12.2009 tarihleri arasında işyerinde kısa çalışma uygulamasının olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.