Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7897 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10974 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA :Taraflar arasındaki, fazla mesai, hafta tatil, ücret farkı, ikramiye farkı, yıllık izin, fazla süreli çalışma ücreti ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.02.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: 1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2. Davacı, davalı işyerinde sözleşmeye göre haftalık beş iş günü ve 40 saat çalışma esasının uygulandığını, ancak normal çalışma süresi dışında fazla mesai yaptıklarını, ayrıca bazı haftalar Cumartesi ve Pazar günleri çalışma yapıldığını, fazla sürelerle çalışma, fazla çalışma ve hafta tatil ücretlerinin ödenmediğini belirterek, bu alacakların tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece bilirkişinin 270 saate kadar fazla mesai ücretinin içinde olduğu sözleşme hükmünü dikkate alan ve tanık beyanlarına göre bu zaman dışındaki fazla sürelerle çalışma, fazla çalışma ve hafta tatil çalışmalarına göre hesaplanan alacaklar % 50 oranında indirime tabi tutularak hüküm altına alınmıştır. Karar davalı vekili tarafından özellikle işyerinde giriş ve çıkış kayıtları olduğu, davacının alacakları olmadığı yönünde temyiz edilmiştir. Hükme esas bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre hesaplama yanında bilirkişi; “270 saat fazla çalışmanın ücretin içinde kabulü halinde mahkemece anılan istemin reddine de karar verebileceği, keza tanık anlatımlarına göre haftanın bir günü dinlenme olduğu, buna göre hafta tatil ücret alacağı doğmadığı, ancak ayda bir Pazar günü çalışmasına göre seçenekli olarak hafta tatil ücreti hesaplandığını” belirtmiştir. Çalışma olgusunu, bu kapsamda fazla mesai ve tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu kapsamda; a) 4857 sayılı İş Kanununun 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı kanunun 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46/2 maddesinde açıklanmıştır. Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmidört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür. Dosya içeriğine göre davalı işyerinde haftanın ilk beş gününün iş günü olduğu, haftalık 40 saat çalışmanın kararlaştırıldığı, buna göre ara dinlenme hariç günde 8 saat çalışma esasının geçerli olduğu, bu çalışma düzenine göre Cumartesi veya Pazar günlerinde bir gün çalışılması halinde bir tatil gününe denk gelen bu sürenin 40 saati geçmesi halinde 45 saate kadar fazla sürelerle çalışma, 45 saati aşması halinde ise fazla çalışma kabul edilmesi gerektiği, işçinin ancak her iki tatil günü olan Cumartesi ve Pazar günleri çalışması halinde ayrıca hafta tatiline hak kazanacağı anlaşılmaktadır. Tanık anlatımlarına göre işçiler Cumartesi ve Pazar günlerinin bir gününde çalışmaktadır. Her iki günde çalışıldığı ise tam anlaşılmamaktadır. Bilirkişi de bunu vurgulamıştır. Davacının çalışma kararlaştırılan günler dışında her iki tatil günlerinde hangi tarihlerde veya her ayda haftada kaç kez her iki tatil günü çalıştığı açıklığa kavuşturulmadan, Cumartesi çalışıp çalışmadığı belirlenmeden ayda bir Pazar çalıştığı kabul edilerek hafta tatil ücret alacağının hesaplanması hatalıdır. b) 4857 sayılı İş Kanununun 41 inci maddesine göre haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılır. Haftalık iş süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlenmesi mümkündür. Bu halde haftalık çalışma süresini aşan kırkbeş saate kadar olan çalışmalar ise 4857 sayılı Yasanın 41 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “fazla sürelerle çalışma” olarak adlandırılmıştır. Hafta tatil ücreti talep edildiğinde ve bu ayrıca hesaplandığında mükerrer ödemeye neden olmamak üzere, haftalık fazla çalışma hesaplanırken, bu tatil çalışmasının mahsup edilmesi gerekir. İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı normal kabul edilen beş günlük haftalık çalışma süresindeki çalışmasının 45 saatin üzerinde olduğunu, ayrıca bu beş gün dışında Cumartesi veya Pazar günü de çalıştığını iddia etmiş, tanıkları da doğrulamıştır. Davalı ise işyerinde işe giriş ve çıkış kayıtları tutulduğunu savunmuştur. Mahkemece davacı tanık anlatımları esas alınarak hesaplama yapan ve sözleşmedeki fazla mesai ücretin içindedir hükmünü dikkate alan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Ancak işverenin savunması üzerinde durularak giriş ve çıkış kayıtları tam olarak getirilmediği gibi hükme esas bilirkişi raporu kendi içinde seçenekli olup yukarda belirtilen esasları da tam olarak karşılamamakta, denetime elverişli bulunmamaktadır. Davacının hafta tatil çalışmaları gibi fazla sürelerle çalışma ve fazla çalışmalarının tespiti için davacıya varsa işe giriş ve çıkış kayıtları getirtilmeli, kayıtlar temin edilirse kayıtlara göre, kayıt yok ise tanık beyanlarındaki çelişki giderilerek bu beyanlara göre bu çalışmalar belirlenmeli, yukardaki esaslara göre alacakları hesaplanmalı ve hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.