MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı vekili tarafından verilen 18.07.2014 havale tarihli dilekçede, Dairemizin 20.03.2014 tarih, 2014/ 5339 E ve 2014/ 9256 K sayılı bozma kararının 2. bendinin maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek ilgili bölümün ortadan kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:1- Dairemizce verilen bozma kararının 2. bendinde, “Davacının dava dilekçesinde 02.02.1998 tarihinde işe başladığını açıklamasına rağmen dava dilekçesindeki açıklamalar dikkate alınmaksızın hizmet süresi bakımından talep aşılarak 01.12.1995-28.02.2005 tarihleri arası yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulması hatalıdır” şeklinde hükme yer verilmişse de, davacı vekili tarafından verilen 28.07.2006 tarihli dilekçe ile davada dilekçesinde işe giriş tarihi yönünden yapılan maddi hatanın düzeltildiği, düzeltilmiş şekliyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi verildiği, yerel mahkemece ıslah talebi de dikkate alınmak suretiyle karar verildiği ve verilen karara karşı davalı tarafça temyiz yoluna başvurulmadığı dikkate alındığında davacı yararına oluşan usulü müktesep hak kuralı gereği, işe giriş tarihi bakımından taleple bağlılık kuralına uyulmadığının bahisle verilen bozma kararının maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen Dairemiz bozma kararının 2. Bendinin maddi hataya dayandığı anlaşılmakla Dairemiz bozma kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini ileri sürerek kıdem, ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, fazla çalışma ücreti ile vergi iadesi alacaklarını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalılar, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, dairemizin bozma ilamına uyularak toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Hafta tatili ücret alacağına yönelik talep hakkında olumlu-olumsuz karar verilmemesi hatalıdır.3- İş sözleşmesinden doğan para borçlarının kısmi ifasında, mahsubun ne şekilde yapılacağı ile ilgili 4857 sayılı İş Kanununda özel bir düzenleme bulunmadığından, Borçlar Kanununun yukarıda belirtilen genel hükümleri kapsamında sorun çözümlenmektedir. İşçinin işverenden bir alacağının, örneğin sadece kıdem tazminatı alacağının bulunduğu durumlarda, kısmi ödeme nedeniyle mahsup işlemi Borçlar Kanununun 84 üncü maddesi çerçevesinde yapılacaktır. Dairemiz uygulamasına göre, temerrüde düşmüş olan işverenin yaptığı kısmi ödeme işçinin bu hususta beyanda bulunup bulunmadığına bakılmaksızın öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmelidir.Borcun taksitle ödenmesi konusunda yapılan anlaşma aksi öngörülmemişse, kural olarak, işçinin faiz talebinden vazgeçtiğini kapsar. Ancak, bu sonuç işverenin taksit anlaşmasına uygun hareket etmesine bağlıdır. İşverenin taksitlerden birini zamanında ödememesi halinde, işçinin faizle ilgili feragati geçersiz hale gelir ve sadece ödenmeyen taksit için değil, tüm alacak için faiz talep hakkı doğacaktır. Bu durumda ödenmiş olan önceki taksitlerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu gerekecektir. Kuşkusuz taksit sözleşmesinin işçinin serbest iradesi ile meydana gelmesi gerekir. İşçinin birden fazla alacağının söz konusu olması halinde, yapılan kısmi ödemenin hangi alacağa ilişkin olduğu işveren tarafından ödeme sırasında belirtilmemiş ve işçi tarafından da bu husus makbuzda gösterilmemiş ise, mahsup işlemi Borçlar Kanununun 86 ncı maddesine göre yapılacaktır. İş Kanununda işçinin sözleşme ve kanundan doğan alacaklarının muacceliyet ve vade zamanları konusunda değişik hükümler öngörülmüştür. 4857 sayılı İş Kanununa göre ücret en geç ayda bir ödenir (m.32/5). İş hukuku mevzuatımızda Basın İş Kanununun 14 üncü maddesi hariç, ücretin peşin ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle ücret, çalışılan ayı takip eden aybaşında muaccel hale gelmektedir. Fazla mesai, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin muacceliyet tarihleri normal aylık ücret gibidir. İşçinin ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti sözleşmenin feshi ile muaccel hale gelir.1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120 nci maddesi uyarınca, işveren kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer. Yukarıda belirtilen diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdü gerçekleşir.Buna göre örneğin, 5.000 TL ihbar tazminatı, 7.500 TL kıdem tazminatı, 2.500 TL ücret, 2.000 TL fazla mesai ve 500 TL yıllık izin ücreti alacağı olmak üzere takibe konu yapılmamış toplam 17.500 TL alacağı olan bir işçiye işveren tarafından yapılacak 15.000 TL lik bir kısmi ödeme, öncelikle muaccel olan normal aylık ücret ve fazla mesai alacağına ilişkin borçlarına mahsup edilmelidir. Kalan miktar ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti borcuna mahsup edilecektir. Anılan borçların muacceliyet tarihleri aynı olduğundan, temerrüt tarihi önce gerçekleşmiş olan borca yani kıdem tazminatına mahsup edilecektir. Kalan 3.000 TL lik ödemenin, ihbar ve izin ücreti borcuna mahsubu anılan borçların muacceliyet ve temerrüt tarihlerinin aynı olması nedeni ile miktarları ile orantılı olarak yapılacaktır. Kalan toplam borç 5.500 TL olup, ihbar tazminatının bu miktara oranı 5.000/5.500 = 10/11, izin ücretinin oranı 500/5.500 = 1/11 olmakla, 3.000 X 10/11 = 2.727 TL ihbar tazminatına, 3.000 X 1/11 = 273 TL izin alacağına mahsup edilecektir. Böylece işverenin 2.273 TL ihbar tazminatı, 227 TL izin ücreti olmak üzere toplam 2.500 TL borcu kalmış olacaktır. Somut olayda davacıya 12.07.2005 tarihinde yapılan 4730 TL tutarındaki ödeme sebebiyle yukarıdaki ilkeler doğrultusunda mahsup yapılmaması hatalıdır.4-Dosyaya sunulan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek denetime elverişli rapor alınmaksızın hüküm kurulması hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.