Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 748 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 50337 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : MANAVGAT İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 30/06/2011NUMARASI : 2007/335-2011/300DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili; müvekkilinin, 10/05/2004 tarihinde C.. N Otelde çalışmaya başladığını, 24/11/2004 tarihinde ise R.. B.. Oteline transfer olduğunu, daha sonra müvekkilinin iş akdinin davalı tarafından İş Kanunu 25/ll-g maddesine dayanarak 01/03/2006 tarihinde feshedildiğini, feshin haksız olduğunu zira müvekkilinin belirtildiği üzere mazeretsiz olarak işe devam etmemesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, davacının ..Turizm ve İşl. Ltd. Şti'ne bağlı olan R.. B..isimli otelde çalıştığını, R..B.. Otel yöneticilerinin müvekkilini aynı şirkete bağlı olan C.. N isimli otele transfer ettiğini, bu durumdan da C.. N isimli otelin yöneticilerinin de haberinin olduğunu, müvekkilinin bu beyanlara ve her iki otelinde davalı şirkete bağlı olduğu bilinciyle R..B.. Otelinin de bilgisi ile C.. N oteline gittiğini, C.. N isimli otelin ise müvekkilini çalıştırmayacağını belirttiğini, müvekkilinin bunun üzerine tekrar R..B.. oteline geri döndüğünü ancak otel yöneticilerinin kendisini çalıştırmayacağını ve hiçbir hakkının bulunmadığını beyan ettiklerini, müvekkilinin davalı iş yerinde sürekli olarak haftalık 70-75 saat çalışmasının bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili; davacının müvekkili şirkete ait R.. B.. isimli otelde çalışmakta iken bir yakının rahatsız olmasını ve evinin Alanya'da olmasını gerekçe göstererek R.. C.. N oteline transfer olmak istediğini, departman müdürünün durumu personel müdürüne ilettiğini ve davacının R.. C..N oteline 27/02/2006 tarihinde transferinin gerçekleştirildiğini, bunun üzerine davacının 01/03/2006 tarihinde diğer iş yerinde çalışmaya başlaması gerekirken çalışmaya başlamadığını, davacının telefonla arandığını ancak başka bir iş bulduğunu ve çalışmayacağını beyan ettiğini, davacıya ayın onuna kadar müsaade verildiğini ancak davacının işe gelmemesi üzerine 10/03/2006 tarihli Antalya 3. Noterliği aracılığı ile kendisine gönderilen ihtarname ile iş akdinin 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25/ll-g maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacının fazla mesai yapmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C)Yerel Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ç)Temyiz: Karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. D)Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Taraflar arasında işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir engel bulunmamaktadır.İşveren ve işçi arasındaki hukuki ilişki iş sözleşmesine dayanmaktadır. İşçinin sözleşmeye aykırı şekilde işverene zarar vermesi halinde, işverenin zararının tazmini amacı ile açacağı dava Borçlar Kanununun 125 inci maddesi uyarınca on yıllık zaman aşımına tabidir.4857 sayılı Kanundan daha önce yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasada ücret alacaklarıyla ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı İş Kanunun 32/8 maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacaklar, Borçlar Kanununun 126/1 maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabidir. İşverence işçiye fazladan ödenen ücret ve ücret eklerinin geri alınmasında da uyuşmazlığın temelinde sözleşme ilişkisi olmakla zamanaşımı süresi beş yıl olarak uygulanmalıdır. Dairemizin kararları da bu yöndedir (Yargıtay 9.HD. 27.02.2012 gün 2009/43216 E, 2012/6010 K. ). Kanundaki zamanaşımı süreleri, Borçlar Kanununun 127 nci maddesi gereğince tarafların iradeleri ile değiştirilemez.İş sözleşmesi devam ederken kullanılması gereken ve iş sözleşmesinin feshi ile alacak niteliği doğan yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımı süresinin fesih tarihinden başlatılması gerekir (HGK. 05.07.2000 gün ve 2000/9-1079 E, 2000/1103 K).Sözleşmeden doğan alacaklarda, zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihten başlar. (BK. m. 128). Borçlar Kanunu'nun 101 inci maddesi uyarınca, borcun muaccel olması, ifa zamanının gelmiş olmasını ifade eder. Borcun ifası henüz istenemiyorsa muaccel bir borçtan da söz edilemez.818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 128 inci maddesinde zamanaşımının nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu maddenin birinci fıkrası, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu anda başlayacağı kuralını getirmiştir. Borçlar Kanunun 131 inci maddesi gereğince, asıl alacak zaman aşımına uğradığında faiz ve diğer ek haklar da zamanaşımına, uğrar. Diğer bir deyişle faiz alacağı asıl alacağın tabi olduğu zamanaşımına tabi olur. Borçlar Kanunu'nun 133/2 maddesi (6098 Sayılı TBK 154) uyarınca, alacaklının dava açmasıyla zamanaşımı kesilir. Ancak zaman aşımının kesilmesi sadece dava konusu alacak için söz konusudur. Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır.Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK. 04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70. K.). Somut olayda, davalı vekili davacının ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece davalının zamanaşımı savunması değerlendirmeden karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Açıklanan sebepler ile temyiz edilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI ESAS NO : 2014/13262 KARAR NO : 2015/5108 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2014 NUMARASI : 2013/626-2014/180 DAVACI : DAVALI : Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da EMSAL ÜCRET ARAŞTIRMASI • SENDİKALAR MESLEK KURULUŞLARI 4857 sayılı İş Kanunu'ndan 32.maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir.Kanun'un kabul ettiği sınırlar içinde tarafl Sahte fatura kullanma-zamanaşımı Mahkemesi : ... Asliye Ceza213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanık ...'ın aynı Kanun'un 359/b-1 ve 5237 sayılı TCK'nun 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddele Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?