Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7202 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 34108 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİY A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkete ait işyerinde 07.12.2009 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, 30.09.2010 tarihinde iş akdinin haksız feshedildiğini ve akabinde Sakarya İş Mahkemesi 2011/83 Esas sayılı davada müvekkilinin işe iadesi yönünde karar verildiğini ve yüksek mahkeme tarafından da mahkeme kararının onanarak kesinleştiğini, kesinleşmiş kararın kendilerine tebliğinden itibaren 10 günlük yasal sürede davalı şirkete İzmir 27. Noterliği 01.02.2013 tarih ve 2979 yevmiye sayılı ihbarname ile işe iade ile verilen karar doğrultusunda çalışmak için başvurduklarını ve bu ihbarnamenin davalı şirkete 25.02.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirketin 1 aylık süre 5 gün geçtikten sonra Sakarya 3. Noterliği 01.04.2013 tarih ve 6801 yevmiye sayılı ihbarname ile işe davet edildiklerini ,davalı şirketin işe davet yazısını kanunda öngörülen süre içerisinde göndermediğinden bahisle işe iade davasında öngörülen alacakları ile ilgili izmir 8. icra Müdürlüğü 2013/4234 Esas sayılı dosya ile İcra takibine geçtiklerini ve davalı şirketin icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin davalı şirkette satış müdürü olarak çalıştığını ve 4.160 TL brüt, 3.000 TL net ücret aldığını beyan ederek kıdem tazminatı, işe başlatmama tazminatı, 4 aylık boşta geçen süre alacağı ile işlemiş faizin davalı taraftan tahsiline ayrıca icra takibinin durmasına haksız olarak sebebiyet verdiğinden davalı tarafın takip tutarının % 40 'ı kadar icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının iddialarının haksız oldğunu davacı taraından gönderilen ihtarnameye şirket yetkilileri tarafından öğrenildiği an cevap verildiğini, icra takibine konu borcu ve ferilerini kabul etmediklerini bu nedenle davacı tarafından %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı talep ettiklerini alacağın likit olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacının ücret alacağı ile ilgili takip yaptığı davalının bu takibe itiraz ettiği, davanın itirazın iptali davası olduğu, ücretin tam olarak ödendiğinin ispat yükünün işverende olduğu, yargılama sırasında Sakarya Ticaret Odası proje sorumlusunun 2011 yılı aralık ayı itibariyle alabileceği ücretin asgari ücret olduğunu bildirdiği ancak bunun hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı, Kocaeli Ticaret Odası’ndan gelen cevaba dayanılarak davacının eylül, ekim, kasım ve aralık ayından olmak üzere toplam 1.670,30 TL ücret alacağı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Somut uyuşmazlıkta davacı işe iade davasının lehine sonuçlanması sonrası işe başvurmasına rağmen davalı işverence işe başlatılmadığını iddia ederek işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre alacağı, kıdem tazminatı ve işlemiş faiz alacağı yönünden icra takibi yaptığını davalının buna itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali davası açmıştır. Mahkemece karar gerekçesinde davacının iddiası, davalının savunması üzerinde durulmamış, maddi olay saptanmamış, başka bir dosyaya ilişkin gerekçeye yer verilmiştir. Kısaca karar gerekçesi dosya içeriğine uygun olmadığından, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.