MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİY A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, alışveriş merkezinde davalı işverenlikte garson olan davacıya davalının işten ayrılması için baskı yaptığını, kendisi ayrılır ise kıdem -ihbar tazminatı ödeyeceğini belirterek davacıdan rahatsızlığı nedeni ile ayrıldığına dair istifa dilekçesi aldığını ve ödeme yapmadan davacının iş aktine davalının son verdiğini, davacının 2 ay sonra başka yerde iş bulabildiğini, davacının 7 yıllık kıdeminden sonra istifa ederek ayrılmayacağını, davacının istifa etmekte hiçbir menfaati de bulunmadığını, davacının bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, davacının kendi iradesi ile istifa ettiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.C)Yerel Mahkeme kararının özeti:Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalıya ait iş yerinde 19/08/2005 - 31/08/2011 tarihleri arasında 7 yıl 12 gün süre ile davacının kıdemi, iş yerindeki pozisyonu , tanık beyanları ve emsal ücret araştırması birlikte değerlendirilerek aylık bahşişler dahil 1.500,00 TL. net, 2.095,26 TL. brüt ücret ile çalıştığı, her ne kadar davalı tarafça, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığı ve davacının 17/08/2012 tarihli davacı imzasını taşıyan "çalışmakta olduğu şirketinizdeki işimi özel şartlar ve rahatsızlığımdan dolayı 31/08/2012 tarihi itibariyle ayrılmak istiyorum, bilgilerinize sunulur" şeklinde dilekçe mevcutsa da 7 yıl süre ile çalışan bir kişinin tazminatlarından vazgeçecek şekilde istifa etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacıya fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretinin düzenli olarak ödenmediği, bu nedenle davacının iş aktini haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatı alacağına hak kazandığı, iş akdini kendi feshettiği için ihbar tazminatı alacağına hak kazanamayacağı, davalı işverenlikçe işyerine ait puantaj cetveli ya da mesai çizelgesi gibi yazılı belgeler sunulmadığından, zorunlu olarak tanık beyanlarına dayanıldığı, bordrolarda herhangi bir tahakkuk bulunmayan 2009 yılı için tanıkların beyanları çalıştıkları dönem ile sınırlı olarak değerlendirildiğinde bu beyanlara göre davacının haftalık yasal 45 saatlik çalışma süresini aşan 18 saat fazla mesai yaptığı, 2009 yılına kadar tüm bordrolarda usulüne uygun mesai tahakkuku ve banka ödemesi bulunduğu, tanık beyanları ve dosyaya sunulan imzalı, ihtirazi kayıtsız ücret bordrolarına göre 2007 dönemi hariç dini tatil alacaklarının usulüne uygun tahakkuk ettirilmediği ve bu dönemde dini ve resmi bayramda çalışma yapıldığı ve bayram ücretinin ödendiğinin davalı işverenlikçe kanıtlanamadığı, davacı her ne kadar hafta tatili çalışması talebinde bulunmuş ise de dinlenen tanık beyanlarına göre haftada bir gün izin kullandığı gerekçesi ile ihbar tazminatı ve hafta tatili ücretleri dışındaki taleplerin kabulüne karar verilmiştir.D)Temyiz: Karar süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin ıslah talebi olmamasına rağmen fazla mesai ücreti ve dini bayram ücreti talebi açısından HMK. 26 ve maddesindeki taleple bağlılık kuralı ihlal edilerek dava dilekçesindeki miktarları aşar şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Resmi tatil ücreti açısından ise talep aşımı söz konusu değildir. Mahkeme tarafından yapılacak iş, fazla mesai ücreti ve dini bayram ücreti talebi açısından dava dilekçesindeki miktarlar ile sınırlı kalarak karar vermektir.3-Fesih olgusunu işveren ispatlamalıdır.Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili davalının, davacının kendisinin ayrılması halinde ise kıdem -ihbar tazminatı ödeyeceği belirtilerek davacıdan rahatsızlığı nedeni ile ayrıldığına dair istifa dilekçesi aldığını ileri sürmüştür.Davacı tanıklarından Faik, her ne kadar davacıdan önce işten ayrılmış ise de iş yerinde genelde 7-8 yıllık elemanların baskı ile işten ayrılmalarının sağlanmaya çalışıldığını belirtmiştir. Davacının hizmet döküm cetvelinde çıkıştan yaklaşık 1,5 ay sonra yeni bir işe girişi görülmektedir.Mahkeme, “7 yıl süre ile çalışan bir kişinin tazminatlarından vazgeçecek şekilde istifa etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davacıya fazla mesai ücreti ve genel tatil ücretinin düzenli olarak ödenmediği, bu nedenle davacının iş aktini haklı nedenle feshettiği ve kıdem tazminatı alacağına hak kazandığı, iş akdini kendi feshettiği için ihbar tazminatı alacağına hak kazanamayacağı” şeklinde gerekçe belirtmiş ise de davacı iş aktini davalının feshettiğini ileri sürmektedir. Fazla mesai ve genel tatil alacakları bulunan 7 yıl kıdemli davacının, iş aktini haklı feshettiğini belirterek feshetmek yerine, kıdem tazminatı hakkını da kaybettirebilecek şekilde “özel şartlar ve sağlık nedenleri” gerekçesi ile istifa etmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu nedenle istifa dilekçesine itibar etmek mümkün değildir. Şu durumda, davalı işverenliğin fesih olgusunda tutunduğu istifa dilekçesine itibar edilemeyeceğinden davalının fesih olgusunu ispatlayamadığı, davacının iş aktini de kendisinin feshettiği mevcut delil durumuna göre sübut bulmadığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin birlikte kabul edilmesi gerekirken ihbar tazminatı talebinin reddi hatalıdır.F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 23/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.