Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6187 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 34979 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı Talebinin Özeti:Davacı vekili, iş sözleşmesinin davacı tarafından fazla çalışma ücreti ve genel tatili ücreti alacakları ile sigorta primlerinin işveren tarafından ödenmemesi, davacının sigortasız çalıştırılması nedenlerinden dolayı haklı olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarını talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, taraflar arasında bir hizmet ilişkisinin bulanmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunduğu, iş akdinin davacı işçi tarafından bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının hizmet süresinin doğru olarak saptanıp saptanmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 12/08/2005-21/05/2011 tarihleri arasında çalıştığını iddia etmiş, davalı ise taraflar arasında bir hizmet ilişkisinin bulunmadığını savunmuştur. SGK kayıtlarından, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde sigortalı bir çalışmasının olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tanığı ..., 1985 yılında davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığını, 1996 yılına kadar çalıştığını, 2007 yılında tekrar işe girdiğini ve 2009 yılının ikinci ayına kadar çalıştığını, davacı ile iki yıl kadar birlikte çalıştıklarını, 20/02/2009 tarihinde işten ayrıldığını, davacının kendisi ayrıldıktan sonra bir yıl kadar daha çalışmaya devam ettiğini söylemiştir. SGK kayıtlarına göre iş bu davacı tanığı ...'un iki dönem halinde davalıya ait işyerinde çalıştığı, ikinci dönem çalışmasının 14/03/2007-20/02/2009 tarihleri arasında gerçekleştiği tespit edilmiştir. Mahkemece tanık beyanlarına itibar edilerek, davacının hizmet süresine ilişkin iddiasını ispat ettiği belirtilerek, davacının 12/08/2005 – 21/05/2011 tarihleri arasında 5 yıl 9 ay 10 gün süreyle davalıya ait işyerinde çalıştığı kabul edilmiştir. Mahkemenin, davacının hizmet süresine ilişkin tespiti dosya kapsamı ile ve özellikle davacı tanığı ...'un beyanları ile bağdaşmamaktadır. Davacı tanığı ...'un beyanları esas alınarak, davacının 14/03/2007 tarihinde davalıya ait işyerinde çalışmaya başladığı ve 20/02/2010 tarihine kadar çalıştığı, hizmet süresinin bu tarihler arasında 2 yıl 11 ay 6 gün olduğu kabul edilmeli, bu hizmet süresi esas alınarak, talep edilen alacaklar tekrar hesaplanmalı, bozmadan sonra kurulacak hükümde davalı yararına doğmuş bulunan usulü müktesep hakkın ihlal edilmemesine dikkat edilmelidir.Sonuç olarak, hizmet süresinin hatalı tespiti ile talep edilen alacakların bu hizmet süresi esas alınarak hesaplanması ve hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.