Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6106 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 34252 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİİ Y A R G I T A Y K A R A R I 1-4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/6 maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.Asıl alt işveren ilişkisinin gerçekleşmesi için, asıl işverenin mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işi yada asıl işin bir bölümünü alt işverene vermesi gerekir. Verilen iş, mal veya hizmet üretimine ilişkin olmayan bir iş ise, bu tür bir ilişki doğmaz. Alt-asıl işveren arasındaki ilişki, niteliğine göre, eser, taşıma, kira gibi sözleşmelere dayanır. Alt işveren üstlendiği işi sözleşme koşulları doğrultusunda, ama kendi adına ve bağımsız bir biçimde yürütür. Çalıştırdığı işçilerle kendi adına iş sözleşmesi yapar; gerekli talimatları verir; işçilere ücretlerini kendisi öder; ücret bordrolarını düzenler; SSK primlerini yatırır. Öncelikle asıl iş, yardımcı iş ve anahtar teslimi iş kavramları üzerinde durmak gerekir. Asıl iş, mal ve hizmet üretiminin esasını oluşturan iştir ve bu iş doğrudan üretim organizasyonu içinde yer alır ve üretimin zorunlu unsurdur. Asıl işverenin faaliyet alanına göre belirlenir. Yardımcı iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber, doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan, ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iştir. Anahtar teslimi işten bahsedilmesi için; Alt işverenin asıl işverenden aldığı işin, Asıl işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşıması, İşyerindeki üretimle ilgisinin olmaması veya asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmaması, verilen işin asıl iş yada yardımcı iş niteliğinde olmayıp, başkaca bağımsız bir iş olması gerekir. Burada önemli olan asıl işverene ait “iş” kavramının hangi iş olduğudur. Asıl işverene ait olan ve alt işverenin yapacağı iş, asıl işverenin ürettiği mal ve hizmet süreci içinde veya tamamlayıcı olmalıdır. İşin bir bölümünde işçi çalıştırmayan, işin tamamını anahtar teslimi ve ihale yolu ile başkasına devreden ve işten elini çeken kişi asıl işveren olarak nitelendirilemez. Görüldüğü gibi anahtar teslimi işte, işverenin asıl faaliyet alanı olan mal ve üretim alanı dışında bir yapım işi söz konusudur.Bu anlamda asıl işverenin faaliyet alanı olmadığı ve devamlılık göstermediği sürece anahtar teslimi sureti ile verilen yapım ve inşaat işleri, mal ve hizmet üretimine ilişkin işler olarak kabul edilemez. Zira bir kişinin faaliyet alanı yapım ve inşaat işi ise bu zaten asıl iş kapsamında değerlendirilir. Asıl iş için ise mal ve hizmet üretim unsuru aranmaz. Dosya içeriğine göre davalı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun İşletme Sözleşmesi ile dava ihbar edilen şirkete Edirne Bölge Müdürlüğü Selimiye Öğrenci yurdunda barınan öğrenciler ile kurum personelinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere kantin hizmetini vermiş, yer ve kantinde kullanılacak demirbaş ve eşyaları işletene teslim etmiş, davacı işçide bu kantin hizmetinde çalışmıştır. Barınma hizmeti aynı zamanda yeme ve içmeyi de kapsar. Kantin hizmetinin davalı Kurumun işi kapsamına olduğu sabittir. Bu hizmeti şirkete vermese idi kendi işletmek sureti ile verecekti. O halde davalı kendisine ait işi hizmet alımı yolu ile aldığından, mahkemece davalı Kurum ile dava dışı ihbar edilen şirket arasındaki hukuki ilişkinin asıl-alt işveren ilişkisi olduğu kabul edilerek, davalı Kurumun 4857 sayılı İş Kanunu' nun 2/6 maddesi uyarınca asıl işveren sıfatı ile davacının işçilik alacaklarından sorumluluğuna karar vermesi isabetlidir. Bu nedenle davalının bu yöndeki temyiz itirazları ile aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.2. T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı’ na bağlı olup,genel bütçeye dahil olan  ...’ nün harçtan muaf olduğu gözetilmeden davalı Yurtkur’ a harç yükletilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK. nun geçici 3/2. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. Maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.  Sonuç:Hüküm fıkrasının 8 numaralı bendinin tamamen çıkartılarak, yerine;“ 8- Davalı ... harçtan muaf olduğundan, davalı kurum aleyhine harca hükmedilmesine yer olmadığına,Davacının yatırdığı başvuru harcı, peşin harç ve ıslah harcının karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine, “ bendinin yazılmasına,Hüküm fıkrasındaki 8 numaralı bentten sonra hatalı olan 5 ve 6 şeklindeki bent numaralarının 9 ve 10 olarak düzeltilmesine, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı Kurum’ dan 07.08.2014 tarihli makbuz ile yersiz alınan temyiz harçlarının isteği halinde davalı Kurum’ a iadesine, 15/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.