Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5659 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 33722 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı; davalı şirketin çeşitli şubelerinde 01.08.2007 tarihinden iş akdinin haksız ve kötü niyetli olarak feshedildiği 24.01.2012 tarihine kadar çalıştığını, ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmediğini, 15.01.2012 günü 4 adet müşteriden nakit olarak tahsil ettiği hesabı kendi kredi kartıyla ödeyerek nakit miktarını aldığını, bu durumun aynı gün kasa sayımında fark edildiğini, olaydan 9 gün sonra şirket merkezine çağrılarak savunmasının istendiğini, olayı olduğu gibi anlattığını, olay günü hiç parası kalmadığını, avans istediğini ve bu isteğine olumsuz yanıt aldığını, bu olayda şirketin hiçbir maddi zararının olmadığını, bu basit hatasının işverence iş akdinin derhal feshi için bir fırsat olarak değerlendirilmiş olduğunu, son net maaşının 860,00 TL olduğunu iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı; zamanaşımı itirazının bulunduğunu, davacının feshe gerekçe olan eylemini 15.01.2012 tarihinde gerçekleştirmiş olmasına rağmen olayın davalı işverence 18.01.2012 tarihinde öğrenilmiş olduğunu, kasa yetkililerinin durumu fark ettiğini ancak sistemin yeni kurulmuş olması nedeniyle gecikme yaşandığını, kamera kayıtlarına ulaşıldığında olayı gerçekleştiren kişinin davacı işçi olduğunun anlaşıldığını, durumun tutanağa bağlandığını, olayın öğrenildiği 18.01.2012 tarihinde davacının hemen savunmasının alındığını, davacının suçunu kabul ederek affedilmesini talep ettiğini, davacının savunmasında olayı kabul etmesi üzerine 24.01.2012 tarihinde iş sözleşmesinin 25/II-(e) bendi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davalı işverenin İş Kanunu’nun 26. Maddesindeki 6 günlük hak düşürücü süreye uymadığı, meydana gelen olay nedeniyle somut bir zararını oluştuğunu da ispatlayamadığı, eylemin taraflar arasında güven ilkesini zedelediği düşünülse bile; haklı sebeple fesih gerektirecek nitelikte ağır bir eylem olmadığı, bu durumda davacının en fazla geçerli sebeple sözleşmeyi fesih etmesi gerektiği gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve özellikle davacının olay sonrası alınan savunmasından; davacının olay günü davalı işyerinde 4 adet müşteriden nakit olarak tahsil ettiği hesabı kendi kredi kartıyla ödeyerek nakit miktarını aldığı, bu durumun aynı gün kasa sayımında fark edildiği, savunmasında da maddi zorluk nedeniyle bu eylemi gerçekleştirdiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece davacının hem savunmasında hem de dava dilekçesinde kabul ettiği eyleminin İş Kanunu’nun 25/2-e maddesindeki doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış kapsamında değerlendirilerek haklı fesih nedeni ile davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle kabulü hatalıdır. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.