MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA :Davacı, 5.000.00 TL aidat alacağının ait oldukları kesildikleri aylardan bir ay sonra başlayacak en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, dava konusu aidatların davalı tarafça yargılama aşamasında ödendiği anlaşılmakla konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, Belediye Başkanlığı’nın sendika adına kestiği aidatları kesildiği tarihten itibaren bir ay içinde ödemediğini belirterek aidat alacağının ait oldukları, kesildikleri aylardan bir ay sonra başlayacak en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı, dava dilekçesindeki taleplerin hukuka aykırı olduğunu, talep edilen faizin başlangıcına ve oranına itiraz ettiklerini, temerrüt şartının gerçekleşmediğini, faiz başlangıç tarihine itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, dava konusu aidatların davalı tarafça yargılama aşamasında ödendiği anlaşılmakla konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekili son bilirkişi hesap raporunda hesaplanan faiz miktarı üzerinden davanın kabulünü talep etmiş ise de, dava dilekçesinde faiz alacağına ilişkin usulüne göre açılmış dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, 2821 Sendikalar Kanunun 61. maddesi uyarınca açılmış bulunan sendika üyelik aidat alacağının tahsili istemine ilişkindir. Sendikalar Kanunu'nun 61. maddesinin birinci fıkrasında: "İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesini tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, "Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır" denilmektedir. O halde; 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 61/1.maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 16. Maddesi uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikası, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve sendikanın banka hesap numarasını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikanın banka hesabına yatırmasını istemesi gerekir. Borçlar Kanunu'nun "Borçlunun temerrüdü" başlıklı 101. maddesinin birinci fıkrasında "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. " İkinci fıkrasında ise "Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur. " hükümleri yer almaktadır. Toplu İş Sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, düzenlenmemiş ise taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır. Ayrıca 2821 Sayılı Sendikalar Kanunun madde 61/2. fıkrasında sendika üyelik aidatının bir ay içerisinde sendikaya gönderilmesi öngörülmüş ise de yukarıda açıklandığı şekilde kanunda işverene bir aylık ödeme süresi öngörülmesi temerrüt için yeterli görülmemiş, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiği kabul edilmiştir Somut olayda, sendika ile işveren arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi’nde sendika aidatlarının ne şekilde ve hangi sürede davacı Sendika adına yatırılacağı ayrıntılı ve açık şekilde düzenlenmiş ise de, Sendikanın toplu iş sözleşmesi döneminde yetki belgesine konu işyeri/işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatı miktarını ve sendikanın banka hesap numarasına dair her üç bilgiyi birlikte içeren bildirimi davalı işverene göndermediği anlaşılmıştır. O halde davacı sendika belirtilen belgeleri davalı işverene göndermemesi nedeni ile 18.07. 2012 tarihli Ek Bilirkişi raporunda Toplu İş Sözleşmeleri’nde belirtilen tarihine göre işlemiş faiz hesabı yapılmaması yerinde ise de, raporda sendika aidat alacağı olarak hesap edilen 01.03.20008- 10.02. 2011 arası dönem alacakları yönünden, dava tarihinden önceki 25.08.2008 tarihli ihtarname tebliğ tarihi olan 01.09.2008 dönemine kadar olan asıl alacaklar yönünden, bu tarihten her bir ödeme tarihine kadar faiz hesaplanarak ve yine dava dilekçesinde istenen asıl alacak yönünden de bu tarihten ödeme tarihine kadar faiz hesaplanarak, Borçlar Kanunu'nun 84. maddesine göre borçlu faizleri ödemede geciktiği için ödemeler ilk olarak faize mahsup edilip, arta kalan kısım olur ise öncelikle muaccel olan borç için yapılmış sayılması gerektiğinin düşünülmemesi ve ödemelerin ana para ile faiz toplamından düşülmesi, ayrıca ilk ödemeden sonraki ödeme tarihlerine kadar anapara ile işlemiş faiz toplamı üzerinden faize de faiz uygulayarak hesaplama yapılması hatalı olup, mahkemece açıklanan ilkeler uyarınca ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.