MAHKEMESİ : ANKARA 13. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 21/10/2011NUMARASI : 2010/369-2011/619DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, personel yönetmeliğine göre, çalıştığı her tam yıl için son aylık ücretinin 35 günlüğü üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi gerekirken eksik ödendiğini; ikramiyelerin de tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, 06.09.2004-177 sayılı tamim ile yılda 8 kez verilen 45 günlük ikramiyenin maaşlara yansıtılarak ödeneceği kararlaştırıldığı halde, Ekim/2004 ayında maaşlarda hiçbir artış yapılmadığını, ileri sürerek, fark kıdem tazminatı, ek yıllık izin ücreti ile ödenmeyen ikramiye alacağının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, ikramiyelerin maaşlara yansıtılarak ödendiğini ve kıdem tazminatınında yasal sınırlar çerçevesinde ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, Türk Kızılay Derneği Personel Yönetmeliğine göre 01.11.2004 tarihinden itibaren, 91. madde de İş Kanunu uyarınca çalıştığı her tam yıl için, son aylık ücretin 30 günlüğü üzerinden kıdem tazminatı ödenir şeklinde değişikliğe gidildiğinden, ayrıca yılda 45 gün esası ile ödenmekte olan ikramiye tutarlarının aylık maaşa ilave edilmesi ile ikramiye uygulanmasına son verildiği, uygulamanın 2 yıldan fazla devam etmesi nedeniyle iş yeri uygulaması haline dönüştüğü, gerekçesi ile fark kıdem tazminatı, yıllık izin ve ikramiye alacağı talep edemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında kıdem tazminatı ve ikramiye alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. Maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesine göre iş sözleşmesi haklı neden olmadan feshedilen işçiye, işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Aynı madde de 30 günlük sürenin hizmet akitleri veya toplu iş sözleşmeleri ile işçi lehine değiştirilebileceği belirtilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca da, “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı iş günü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz”. İşçiye ücret ve diğer sosyal haklarının tam olarak ödenip ödenmediği ise imzalı veya eş değer belge ile kanıtlanmalı, bu belgeler karşılaştırılarak değerlendirme yapılmalıdır. Dosya içeriğine göre davacının iş sözleşmesi 21.08.2008 tarihinde sona ermiş, kıdem tazminatı 30 günlük ücret üzerinden hesaplanmıştır. 1998 tarihinde yürürlükte olan ve iş sözleşmesinin eki niteliğinde olan Personel Yönetmeliği’nin 91. maddesine göre işçiye kıdem tazminatının her yıl için son aylık ücretinin 35 günlüğü üzerinden ödenmelidir. Bu düzenleme nisbi emredici kural gereği işçi lehine olduğundan geçerlidir. Yönetmeliğin geçici maddesine göre de iktisap edilen haklar saklıdır. Davalı işveren 91. maddedeki 35 günlük süreyi 12.07.2007 tarihli iç tamim ile 30 günlük süreye indirmiş, yönetmelikte bu şekilde değişiklik yapmıştır. Bu değişikliğin personele tebliğ edilmesi kararı da alınmıştır. Kıdem tazminatının her yıl için 35 günden 30 güne düşürülmesi, işçi aleyhine esaslı bir değişikliktir. Değişikliğin geçerli olması için işçiye yazılı olarak tebliğ edilmesi ve işçi tarafından da yazılı olarak kabul edilmesi gerekir. Anılan değişiklik davacı işçiye tebliğ edilmişse de, işçinin yazılı kabulünün olmadığı gözetilmeden fark kıdem tazminatı isteğinin reddi hatalıdır. Diğer taraftan davacı 2004 Yılı Ekim ayına kadar ödenen ikramiyenin bu tarihten itibaren ücretlere yansıtılmasına rağmen ödenmediğini belirterek ikramiye alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı işverenin Eylül 2004 tarihli iç yazışma ile “Her ayın 15 inde ödenen ve yılda 8 kez verilen 45 günlük ikramiyelerin aya düşen miktarının temel aylıkla birleştirilerek temel ücret altında 01.11.2004 tarihinden itibaren birleştirilmesine” karar verdiği anlaşılmaktadır. İkramiyenin temel ücrete ilave edilip edilmediği, Ekim 2004 ve öncesi bordrolarla Kasım 2004 ve sonrası bordroların karşılaştırılması ile ortaya çıkacaktır. Anılan kayıtlar getirtilmeden, ikramiyelerin temel ücrete dahil edilip edilmediği belirlenmeden anılan alacağın reddi doğru değildir. 3- Davacı işçinin yapılan değişikliğe ilişkin yazılı kabulü olmadığından yıllık izin alacağının buna göre değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.02. 2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.