MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 11/05/2011NUMARASI : 2007/1344-2011/286DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti, ikramiye alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A)Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette ustabaşı olarak çalıştığını, Ekim 2000 tarihinde işe başladığını, 28.06.2007 tarihine kadar çalıştığını, iş akdinin başında davalı şirket tarafından Bulgaristan’da açılan işyerine ustabaşı olarak gönderildiğini ve iş akdinin sonuna kadar burada çalıştığını, net maaşının 1.525,00 TL olduğunu, her ay yol ve kira yardımı olarak 100 TL aldığını, hafta içi ve hafta sonu her gün 08.00-17.00 arasında çalışıldığını, işlerin yoğunluğu nedeniyle genellikle çalışmaların 22.00’a kadar uzadığını, işyerinde her yıl 1 maaş tutarında ikramiye aldığını, ikramiyenin işe girişten itibaren ilk iki yıl ödendiğini, daha sonraki yıllarda ödenmediğini, davacının son bir yıl izin hakkını kullanmadığını iddia ederek kıdem, ihbar, kötüniyet tazminatı, ikramiye, yıllık izin, hafta tatili, genel tatil ve fazla mesai alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, zamanaşımı savunmasında bulunarak, kıdem ve ihbar tazminatı koşullarının oluşmadığını, davacının işinden kendi hür irade ve isteği ile istifa ettiğini, davacının iş deneyimi, eğitimi, yaşı göz önüne alındığında istifanın sonuçlarını bilecek ve anlayacak durumda olduğunu, (Yargıtay kararlarına da atıf var), davacının fazla mesai yapmadığını, ayrıca bordroları itirazı kayıt olmaksızın imzaladığını, bir an için aksi dahi düşünülse, fazla mesai vs. alacakların sırf soyut tanık anlatımları ile kanıtlanamayacağını, davacının aldığı ücretin bordrolarda görüldüğünü, kira yardımı iddialarının somut gerçeklerden uzak olduğunu, işverenlikte ikramiye, izin, yol, yemek ücreti adı altında herhangi bir alacağı bulunmadığını, ikramiye uygulaması olmadığı gibi, davacıya da ikramiye ödemesi yapılmadığını, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşmadığını savunmuştur.C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ikramiye, dini ve milli bayram, fazla mesai ücreti alacaklarının tahsiline, fazlaya dair taleplerin ve hafta tatili, kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.D)Temyiz:Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.E)Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz nedenleri yerinde değildir. 2-Mahkemece fazla mesai alacağından hakkın özünü etkileyecek düzeyde ½ oranında fazla indirim yapılması hatalıdır. Takdiri indirim oranının makul düzeyde olmalıdır. 3-Dairemizin 2010/51330 Esas sayılı dosyasında, şef olarak çalışan işçinin ücreti net 1.600 TL kabul edilmiş ve temyiz sonucu kararın dairemizce onandığı anlaşılmıştır. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Somut olayda davacı işçinin alabileceği ücretin yukarıda açıklanan ilke kararı çerçevesinde meslek kuruluşlarından araştırılarak sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F)Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.