MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı Talebinin Özeti:Davacı vekili, iş sözleşmesinin davacının başka bir işçiyle kavga ettiği gerekçesiyle işverence haksız olarak feshedildiğini, davacının fazla çalışma yapmasına, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalışmasına rağmen bu çalışmaların karşılığının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret, asgari geçim indirimi, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarını talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının işyerinde ve iş saatlerinde, başka bir işçiyi dövmesi nedeniyle, iş akdinin haklı olarak feshedildiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, genel tatil ve hafta tatili günlerinde çalışmadığını, davacıya ücretlerinin eksiksiz olarak ödendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının işyerinde ve iş saatlerinde, başka bir işçiyi dövmesi nedeniyle iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı olarak feshedildiği, davacının fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu bağlamda, kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret ve hafta tatili ücreti talepleri reddedilmiş, diğer talepler ise rapor doğrultusunda kabul ya da kısmen kabul edilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm temyiz itirazları ile davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ve genel tatil ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir. Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedi buçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir .Sağlık Kuralları Bakımından Günde Ancak Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesine göre, günde yedibuçuk saat çalışılması gereken işlerde çalışan işçinin, yedibuçuk saati aşan çalışma süreleri ile yedibuçuk saatten az çalışılması gereken işler bakımından Yönetmeliğin 5 inci maddesinde sözü edilen günlük çalışma sürelerini aşan çalışmalar, doğrudan fazla çalışma niteliğindedir. Sözü edilen çalışmalarda haftalık kırkbeş saat olan yasal sürenin aşılmamış olmasının önemi yoktur.Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir. Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Somut olayda, davacı vekili davacının fazla çalışma yaptığının ve genel tatil günlerinde çalıştığının tanık beyanları ile ispat edileceğini iddia etmiş ve bu kapsamda tanık listesi sunmuştur. Yargılama aşamasında davacı vekili, tanık listesindeki tanıklarını dinletmek vazgeçmiş, davalı şirkete ait aynı işyerinde çalışan başka işçiler tarafından davalı aleyhine açılan ve işçilik alacaklarının talep edildiği davalarda dinlenen tanık beyanlarını delil olarak dosyaya sunma talebinde bulunmuş ve fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin bu tanık beyanlarına göre hesaplanmasını talep etmiştir. Davalı bu talebe muvafakat etmediğini duruşmada açıkça beyan etmiş bunun üzerine mahkemece bir ara kararla davacı vekilinin talebi reddedilmiştir.Yargılama aşamasında dinlenen davalı tanık beyanlarına göre, davacının fazla çalışma yapmadığı ve genel tatil günlerinde çalışmadığı tespit edilmiştir.Davacının fazla çalışma yaptığına ve genel tatil günlerinde çalıştığına dair dosyada başkaca bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.Mahkemece, davacı vekilinin davalı şirkete ait aynı işyerinde çalışan başka işçiler tarafından davalı aleyhine açılan ve işçilik alacaklarının talep edildiği davalarda dinlenen tanık beyanlarını delil olarak dosyaya sunma ve fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin bu tanık beyanlarına göre hesaplanması yönündeki talebinin reddedilmesine rağmen, davacı tarafından dosyaya sunulan ve başka davalarda dinlenen tanık beyanlarına itibar edilerek, fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin hesaplanması ve hüküm altına alınması isabetsizdir. Dosyadaki delil durumuna göre, davacı fazla çalışma yaptığını ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edemediğinden, mahkemece fazla çalışma ücreti ve genel tatil ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.