Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3704 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 54536 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : ANKARA 1. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 22/11/2011NUMARASI : 2010/372-2011/636DAVA :Davacı, fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı iş yerinde 07.12.1998 tarihinden itibaren çalışmakta iken 19.03.2010 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, haftada 5 gün 08-20 arası çalıştığını, M.. Alışveriş Merkezi’ndeki mesailerinin son dönem olarak değişiklik arz ettiğini ve 10.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, ayda 3 hafta 6 gün çalışıp 1 gün izin kullandığını iddia ederek fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; taleplerin zamanaşımına uğradığını, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışılması halinde hak kazanılacak ücretlerin aylık ücrete dâhil olduğunu, gün içinde yetiştiremediği işler için çalışmasının fazla mesai kapsamında olmadığını, davacıya fazla mesai yapması için yöneticinin açık talimat vermesi gerektiğini ve böyle bir talimat olmadığını, fazla mesai yaptığı kabul edilirse de hakkaniyet indirimi yapılması gerekeceğini, haftalık 45 saati aşan çalışma olmadığını, tüm alacaklarının ödendiğini, haklarından ibra ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davalı yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir (Yargıtay 9.HD. 18.11.2008 gün 2007/32717 E, 2008/31210 K.).Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesine göre davacının aylık ücretine fazla mesailerin de dâhil edildiği anlaşılmaktadır. Davacının haftalık fazla mesaisinin 5 saat olduğu, fazla mesainin 270 saatlik dilim içinde kaldığı görülmektedir. Bu nedenle davacının fazla mesai alacak talebinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.