MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVALILAR :DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.02.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adına ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık ücretli izin alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalılar Cevabının Özeti:Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. D) Temyiz:Kararı davalılar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Davalılardan ... diğer davalı ....şirketi'ne devredilmek suretiyle birleştiği ve devredilen bu Şirketin külli halef olarak işbu davaya cevap verdiği anlaşılmakla kararda bu hususun dikkate alınmaması hatalıdır.2-Davalılardan ’in unvanın ise ... olarak değiştirilmesine karşın karar başlığından sadece eski unvanına yer verilmesi hususunun infazda tereddüde mahal verebileceğinin düşünülmemesi isabetsizdir.3-5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının a bendi uyarınca, “deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Deniz taşıma işlerinde çalışanlar hakkında 854 sayılı Deniz İş Kanunu uygulanmaktadır.854 sayılı Deniz İş Kanununun 1. maddesine göre “Bu kanun denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonalitonluk gemilerde bir hizmet akti ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır” denilerek, Deniz İş Kanununun kapsamı belirlenmiştir. Gemiler aracılığı ile yapılan deniz taşıma işleri ayrı bir yasaya tabi olduğundan 4857 sayılı İş Kanununun kapsamı dışında bırakılmıştır. Gemi yabancı ülke bayrağı taşıyor veya gemi Türk bayraklı olsa bile yüz grostonlitonluk değil ise, bu gemide çalışanlar hakkında Deniz İş Kanunu uygulanmayacaktır. Keza taşıma işinde çalışan bu gemideki işçiler yine 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına girmeyecek, haklarında Borçlar Kanunu genel hükümleri uygulanacaktır.Deniz İş Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca, “Bu kanun kapsamına giren gemi adamlarıyla bunların işveren veya işveren vekilleri arasında bu kanundan veya hizmet aktinden doğan davalar hakkında, 5521 sayılı kanun hükümleri uygulanır. Hizmet aktinde ayrıca bir hüküm yoksa dava, geminin bağlama limanında iş davalarını bakmaya yetkili mahkemede görülür”. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4. maddesinde deniz ve taşıma işlerinin yapıldığı işyerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra, aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.Buna göre; 1.Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan yükleme ve boşaltma işlerinde, 2.Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işlerinde,3.Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan su ürünleri üreticileri ile ilgili işlerde,Çalışanların 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında oldukları açıkça belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı davalı Şirketlerden ... de aşçı olarak 07.07.1993 tarihinde işe başlayıp kesintisiz olarak 09.07.2010 tarihine kadar çalıştığını, davalı Şirketlerin aynı şirketler grubu bünyesinde olup, hissedarları, faaliyet alanları ve merkez adreslerinin dahi aynı olduğu, bu nedenle aralarında organik bağ bulunan şirketlerin dava konusu alacaklarından müteselsil sorumluluğu olduğunu iddia etmiştir. Davalılar, davacının 29.07.2003-11.07.2010 tarihleri arasında yurtdışından mukim yabancı uyruklu şirketlere ait yabancı bayraklı gemilerde çalıştığını, aralarında hizmet sözleşmesi imzalanmadığını, hizmet akdinin çalıştığı gemilerin malik ve donatanı olan yabancı şirketlerle imzaladığından bu dönem için sorumluluklarının bulunmadığını savunmuştur.Mahkemece davacıya dava konusu dönemlerde, hangi tarihler arasında hangi gemilerde çalıştığı sorularak davacının talebi açık ve net hale getirilmeli; davacı tarafından bildirilen gemilerin, çalışma iddiasına ilişkin dönemlerinde, menşeileri, donatanları ve/veya donatan ile aralarında kira, intifa gibi sözleşmelerle işletme akdi bulunan gemiyi işletenleri, Türk Gemi Sicilinden ve ilgili liman başkanlıklarından sorulmalı, 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun 1. maddesindeki göreve ilişkin hususlar araştırılarak mahkemece görev hususu değerlendirilip davanın esası hakkında karar verilmelidir. Eksik incelemeyle uyuşmazlığın esasına girilip karar verilmesi bozmayı gerektirmişir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalılar yararına takdir edilen 1.350.00 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine ... tarihinde oybirliğiyle karar verildi.