Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3672 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 41996 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı ve karşı davalı, ihbar tazminatı ile maddi tazminatın ödetilmesine, davalı ve karşı davacı, yıllık ücretli izin alacağı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, asıl davayı kısmen hüküm altına almış, karşı davayıreddetmiştir. Hüküm süresi içinde davalı ve karşı davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı-birleşen dosya davalısı şirket vekili, davalının diyaliz hemşiresi olarak çalıştığını, 21.07.2007 tarihinden itibaren işyerine gelmeyince 26.07.2007 tarihli ihtarname gönderip mazeretini bildirmesini istediklerini ancak davalının 27.07.2007 keşide tarihli ihtarnamesi ile işten ayrıldığını öğrendiklerini, davacının istifa dilekçesinin kendilerine sunulmadığını, ... Grup Başkanlığı'na verilen dilekçenin kendilerini bağlamadığını, davalının 23.07.2007 tarihinde işinin başında olmaması nedeni ile diyaliz sırası bekleyen hastaların diyalize girmemesi gibi bir durumun ortaya çıktığını, zor durumda kaldıkları için davalı yerine yeni bir hemşire bulana kadar tüm çalışanlarına fazla mesai yaptırdıklarını, davalının hastalarının sorumluluğunu alarak fazla çalışmak zorunda kalan iki hemşireye bir defaya mahsus ödeme yaptıklarını, davalının haksız feshi nedeni ile işverenin yapmak zorunda kaldığı bu ödemelerden ve zararlardan sorumlu olduğunu iddia ederek ihbar tazminatı ve 2.130,00 TL maddi tazminat ile toplam 6.130,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı-birleşen dosya davacısı vekili, davacı ile aralarındaki 30.05.2007 tarihli sözleşmenin belirli süreli olduğunu, işten ayrılmadan önce işyerine dilekçe vererek ayrılacağını bildirdiğini, davacı tarafından istifa dilekçesinin kabul edilmemesi neticesinde ... ... Grup Başkanlığı'na 21.06.2007 tarihinde işi bırakmak istediğini bildirdiğini, yine ... ... Grup Başkanlığı'na verdiği 23.07.2007 tarihli dilekçesiyle de görevden 23.07.2007 tarihinde ayrıldığını, işverenin kendisinin işten ayrılacağından haberi olduğunu, maaşlarının 1 ay gecikmeli ödenmesi, çalışma ortamının sağlıksız ve aşırı stresli olması ve çalışma saatlerinin dinlenmeye müsait olmaması, bedelsiz senedin iade edilmesi gerekirken iade edilmemesi, davalının şeref ve haysiyetine dokunacak asılsız tutanaklar düzenlenmesi, sertifikasının verilmeyeceği ve ücretinin ödenmeyeceği tehdidi nedeni ile işten ayrılma bildirimini 21.06.2007 tarihinde davacı şirkete verdiğini, fiilen işten ayrıldığını savunarak davanın reddine, birleşen davasında ise fazla mesai, yıllık izin ve ücret alacağının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davalının ücretinin gecikmeli ödenmesinin haklı nedenle fesih hakkı vermediğini, gecikmeden itibaren 6 iş günü içinde feshin gerçekleştirilmesi gerektiğini, fesih anında davacının ödenmemiş bir ücret ve fazla mesai ücreti alacağının bulunmadığını, davalının çalışma şartlarının 2001 yılından itibaren aynı şartlarla devam ettiğini, somut bir ağırlaştırılmanın ileri sürülüp kanıtlanmadığını, davalı işçinin iddiası gibi 1 ay önceden fesihin işverenliğe bildirildiğinin kabul edilmesi halinde bile davalı işçinin kıdem süresine göre 8 haftalık ihbar öneline uyması gerektiğinden 1 aylık sürenin 8 haftalık ihbar öneline denk gelmediğini, davacı tarafça ihbar tazminatı yanında işçinin ihbar önellerine uymadan feshi yapması nedeniyle oluştuğu iddia olunan zararın da tahsilinin talep edildiğini, ihbar önellerine uyulmadığı için yasal olarak ihbar tazminatı ödendiği için aynı hukuki sebepten dolayı ikinci bir maddi talep istenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, birleşen dava yönünden ise; davalı-birleşen dosya davacısı işçinin öncelikle haziran ve temmuz ayı ücretlerinin ödenmediğini iddia ettiğini, haziran 2007 ayı ücretinin ödendiğinin işçi tarafından imzası inkar edilmemiş imzalı ücret bordrosu ile kanıtlandığını, bu nedenle sadece temmuz 2007 ayı ücreti alacağının bulunduğunu, haziran ayı ücret bordrosunda fazla mesai tahakkukunun mevcut olduğunu, davalı-birleşen dosya davacısı işçinin daha fazla mesaiye hak kazandığını eşdeğer bir delille kanıtlayamadığını, davalı-birleşen dosya davacısı işçinin temmuz 2007 ayına yönelik fazla mesai ücreti talebinin tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi sonucu haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığının kabulü gerekeceğini, ayrıca yıllık izinin kullanıldığı ya da karşılığının ödendiğinin ispatlanamadığını, davacı-birleşen dosya davalısı takas talebinde bulunduğundan hem esas dava hem de karşı dava alacakları oluştuğundan, karşı dava alacaklarının esas dava alacaklarından mahsup edildiğini ve karşı davanın reddine, davacının yıllık ücretli izin alacağı, ücret alacağı ile fazla mesai alacağının takas mahsup sonrası ortadan kalktığının tespitine, asıl dava yönünden ise mahsup talebi de dikkate alınarak geri kalan kısım için ihbar tazminatına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Kararı davalı-birleşen dosya davacısı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-birleşen dosya davacısının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davalı-birleşen dosya davacısı işçi tarafından açılan dava ile bir kısım alacakların işverenden tahsili talep edilmiş olup, işveren tarafından açılan ihbar tazminatı talepli davada bu alacak hüküm altına alınırken birleşen dosya davacısı işçinin tespit edilen hangi alacağın ne şekilde, işverenin açtığı davada belirlenen ihbar tazminatından mahsup edildiği anlaşılamamaktadır. Karar gerekçesinde bu hususta ayrıntılı bir hesaba yer verilmemiş olup işveren tarafından açılan ihbar tazminatı yönünden hüküm altına alınan alacak miktarının hesap şekli denetlenememektedir. Mahkemece gerekirse bilirkişiden ek rapor alınıp tarafların hak kazandığı miktarlar gerekçede ayrı ayrı gösterilip takas-mahsup ve karşı dava unsurları ayrı ayrı açıklandıktan sonra varsa bakiye alacakların hüküm altına alınması gerektiğinin gözetilmemesi bozma nedenidir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.