Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3483 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 31178 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili ; müvekkilinin 01/03/2004-01/03/2011 tarihleri arasında bölge yöneticisi olarak aylık en son brüt 3.650,00 TL ücretle davalı nezdinde çalıştığını, yıllık 16 maaş ikramiye, satış hedeflerinin tutturulması halinde ise 3 ayda bir prim ödemesinin bulunduğunu,başarılı yönetici olması nedeniyle kurum içindeki satış temsilcilerine hiçbir karşılık beklemeksizin eğitmenlik yaptığını işe girdiği tarihten itibaren yüksek performansı nedeniyle her yıl terfi ettirildiğini,buna rağmen yasal hiçbir alacağı ödenmeden baskı ile işten istifa ettirilerek ayrılmasının sağlandığını,hafta içi 08.00-20.00 saatleri arasında, cumartesileri 08.00-16.00 saatleri arasında mesai yaptığını, dini bayramların ilk günü hariç bayram ve genel tatillerde çalıştığını iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı, bayram ve genel tatil alacağı ile hafta tatili alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili davacının kendi isteği ile yazılı istifasını sunarak işten ayrıldığını,davalı işyerinde mesainin 08.00-18.00 olduğunu davacının kendi mesaisini kendisi belirlediğinden ,ayrıca davacının satış performansına bağlı olarak maaşının yanında 3 ayda bir yaklaşık 1-1,5 maaş tutarında prim aldığını bu nedenle de fazla mesai talep edemeyeceğini,davacının aldığı primlerin varsa fazla mesai alacağından mahsup edilmesi gerektiğini,davacının şirketi ibra ettiğini bu nedenlerle talep ettiği alacaklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporu uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.E) Gerekçe:1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Satış veya tanıtım temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Temsilci, işverenin talimatına uymadan kendi programı doğrultusunda hareket ediyor, ziyaretleri kendisi belirliyor ise kendi mesaisini kendisi belirliyordur demektir. Ancak işveren tarafından belli bir program dahilinde ziyaret etmesi ve o gün bitirmesi ile bunun raporlanması isteniyor ve bu ziyaret ve program günlük ve haftalık çalışma saatini aşıyor ise temsilcinin mesasinin belirlemediği kabul edilemli ve fazla mesai ücret alacağı hesaplanmalıdır. Temsilciler genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışmaktadırlar.Prim, çalışanı özendirici ve ödüllendirici bir ücret ödemesi olup işverence işçiye garanti edilmiş bir temel ücretin üzerine belirli bir usule bağlı olarak ödenen ek bir ücrettir. İşverenin istek ve değerlendirmesine bağlı olabileceği gibi, sözleşme gereği olarak da verilebilir. Fazla mesai ise kural olarak 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. İşçi fazla mesai yapsın yapmasın prim ödemesi var ise bu ek ücrete hak kazanır. Bu nedenle de ödenen prim alacağının fazla mesai ücretinden mahsubuna gidilemez. Ancak ister gezerek, isterse işyerinde çalışsın satış temsilcisinin mesaisi artıkça prim alacağı artacağından, bir anlamda yüzde usulü ile çalışması sözkonusu olduğundan fazla çalışma ücretinin yüzde usulünde olduğu gibi sadece zamlı kısmının (% 50) hesaplanması gerekir.Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı Düzey Tüketim Malları Sanayi Pazarlama Şirketinde kategori sorumlusu olarak işe başladığı, işten ayrıldığı dönemde ise bölge yöneticisi olarak grubundaki satış temsilcilerinin iş ve işlemlerini takip edip,kontrol ve denetleme işini yaptığı ve satış performansına bağlı olarak maaşının yanında 3 ayda bir 1-1,5 maaş tutarında prim aldığı açıktır.Mahkemece dosyaya sunulu ücret bordrolarından davacının aldığı primlerin fazla çalışma alacaklarının üzerinde olduğu gerekçesiyle davacının fazla çalışma alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de;mahkemenin bu kabulü yukarda açıklanan ilkelere göre yerinde değildir. Davacının prim alıyor olması fazla mesai ücreti alacağını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle davacının haftalık çalışma saatleri açıkça ortaya konmalı, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı değerlendirilmeli ve davacının 45 saati aşan fazla mesailerin % 50 zamlı kısmı hesaplanarak kabul edilmesi gerekirken davacının prim aldığı gerekçesi ile fazla mesai alacağına hak kazanamadığı yönündeki kabul hatalıdır.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.