MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, genel tatil ücreti, ikramiye alacağı, yakacak ücreti, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin aradan bir kaç yıl geçmesine rağmen maaşında iyileştirmeye gidilmediğini, verilen görev ve sorumluluğun ikiye katlanmasına rağmen ücretin sabit kaldığını, yaklaşık olarak aynı işi yaptığı çalışma arkadaşlarıyla farklı muameleye tabi tutulduğunu, ikramiye konusunda kendisine eşit davranılmadığını ve diğer çalışanlardan farklı muamele gördüğünü, müvekkilinin bu durumun nedenini şirket yetkililerinden sorduğunu ve kendisine cevaben eleman sayısında azaltma nedeniyle istifa etmesinin uygun olacağının, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücretleri maaş farkları gibi tüm haklarının ertesi gün banka hesabına yatıralacağının söylendiğini, müvekkilin de davalı şirket yetkililerinin s??zlerinde duracaklarını düşünerek istifa dilekçesini imzaladığını ancak bir hafta beklemesine karşın hesabına para yatırılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret alacağı, genel tatil ücreti, ikramiye alacağı, yakacak ücreti, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının 30/04/2012 tarihinde müvekkili şirketteki görevinden istifa ettiğinden ihbar veya kıdem tazminatı alacağının olmadığını, davacının evrak takip sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, 01/01/2008 tarihinde görevinin değiştirildiğini ve muhasebe departmanında çalışmasını devam ettirdiğini herhangi bir terfinin ve vaat edilen ücret artışının söz konusu olmadığını, davacının görevinin değiştirildiği 01/01/2008 tarihinden iş akdinin sona erdiği 30/04/2012 tarihine kadarki süreçte aldığı ücret ve kendisine ayrımcılık yapıldığına dair herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, davacının istifasının İş Kanununun 24.maddesinde belirtilen haklı fesih nedenlerine uygun olmadığını, davacının görevinin müvekkili şirket tarafından değiştirildiğini ve buna müteakip kendisine gerekli eğitimlerin verdiğini ve çalışma sürecinde de ücretinde gerekli düzeltmeler yapıldığını, fazla mesai yaptığını iddia eden davacının bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacıya gerekli tüm ödemelerin yapıldığını ve başkaca ikramiye alacağı varsa alacağını ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacının iddia ettiği gibi terfi ettirilmediğini sadece görevinin değiştirildiğini ve söz konusu iş değişikliğine bağlı ücret değişikliğine ilişkin davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir anlaşma yapılmadığını, davacıya tüm gerekli ödemelerin yapıldığını ve davacının 30/04/2012 tarihinde müvekkil şirketi ibra etti??ini savunarak davanın reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacının kendi iradesi ile istifa dilekçesini sunduğu ve maaşlara zam yapılmamış olmasının Yargıtay içtihatları ile de haklı nedenle fesih olarak öngörülmediğinden kıdem ve ihbar tazminat talebinin reddine, davacının ikramiye ve yakacak ücret alacağına ilişkin olarak davalı işverenin aylık yol ücretinin dışında davacının kendi aracına ait yakıt giderlerini karşılayacağına dair taraflar arasında bir anlaşma veya işyeri uygulamasına rastlanılmaması ve ücret bordroları ile banka hesap hareketlerinin incelenmesinde davalı işyerinde aylık yol ücreti ve yılda bir kere ikramiye uygulamasının olduğu davacının çalışma süresi içerisinde yol ücretlerinin, ikramiye ödemelerinin bordrolara yansıtılarak banka kanalı ile ödenmiş olduğu gerekçesiyle bu alacak taleplerinin reddine, dinlenen tanık beyanlarında genel tatil günlerinde çalışma olmadığı, haftalık çalışma süresinin 45 saati geçmediği gerekçesiyle fazla çalışma ve genel tatil ücreti istemlerinin reddine, dosyaya ibraz olunan ibranamede 30/4/2012 tarihinde istifaen işyerinden ayrıldığını ve yapılan ödemeler dışında brüt ücretli izin haklarını da tahsil ettiğini başkaca alacağının bulunmadığını beyan ettiğinden yıllık izin alacağının da reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Miktar içeren ibra sözleşmelerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir (Yargıtay 9.HD 21.10.2010 gün 2008/40992 E, 2010/39123 K.). Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz (Yargıtay 9.HD. 24.6.2010 gün 2008/33748 E, 2010/20389 K.). Dosya iceriğine göre sunulan , ibraname miktar içerdiğinden yıllık izin ücreti bakımından makbuz niteliğinde olup, dosyada mevcut bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada olduğu gibi, yıllık izin ücretinin ibranamede yazılı olan miktarı düşüldükten sonra hesaplanan bakiyesinin hüküm altına alınması gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.