Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3317 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 26023 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİDAVA :Taraflar arasındaki, uğranılan banka zararının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ile davalılardan ... avukatlarınca istenilmesi davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02/02/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IA) Davacı İsteminin Özeti:Davacı Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu; ... nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14/3-4 maddesi gereğince 06.12.2000 tarihinde Fon’a devredildiğini, bilahare yönetim ve denetimi kendisine devredilen ...’nin zararının sermayeye tekabül eden kısmını ödeyerek mülga 4389 sayılı Kanun’un 14/5 (a) ve (b) bendine dayanarak bu Banka’nın hisse senetlerinin mülkiyetine sahip olduğunu, 21.09.2001 tarihinde ....’ye satıldığını, mülga Bankalar Kanunu’nun 14/6 (c) maddesi ve Bankacılık Kanunu’nun 107. madde hükümleri uyarınca Fon’un hisseleri kendisine intikal eden bankanın varlık ve yükümlülüklerini devralmaya yetkili olduğunu ve bu kapsamda yapılan devir işlemlerinde alacaklı ve borçlunun rızasının aranmayacağını, bilindiği üzere ....’nin TMSF tarafından ....’ye satılmasına ilişkin 20.09.2001 tarihli hisse satış sözleşmesi gereği dava, takip soruşturma ve benzeri ihtilaflarla ilgili Banka’nın devir tarihinden önceki döneme ait olmak kaydıyla “Banka müşterilere tarafından açılmış ve açılabilecek davalardan, doğacak tüm yükümlülükten ve bunlara ilişkin olarak mahkemelere intikal etmiş bulunan dava, takip ve benzer işlemlerin sonuçlarından masraflar da dahil olmak üzere TMSF sorumludur.” hükmü gereğince ....’nin devirden önceki döneme ait tüm yükümlülüklerinin Fon tarafından üstlenildiğini açıklanarak Banka’nın devir tarihinden önce zararına sebebiyet veren davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere 806.967,61 USD zararın oluştuğu 13.06.2000 tarihinden itibaren Devlet Bankaları tarafından USD cinsinden para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesaplara uygulanan en yüksek mevduat faizi oranları uygulanarak tahsili talep edilmiştir.B) Davalılar Cevabının Özeti:Davalılar, davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak toplam 806.517,61 U.S.D. banka zararından davalı ...’nın % 50 kusur oranında sorumlu olduğu, diğer davalı ...’ün ise Banka zararının oluşmasında imzası ile herhangi bir katkısı veya kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.D) Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Dava ehliyeti, kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı temsilcisi aracılığı ile bir davayı (davacı veya davalı olarak) takip etme ve usul işlemlerini yapabilme ehliyetidir. (HUMK. mad. 38, HMK.mad.51)Somut uyuşmazlıkta; davacı ...’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14/3-4 maddesi gereğince 06.12.2000 tarihinde Fon’a devredildiğini ve buna bağlı olarak aralarında imzalanan hisse devir sözleşmesi gereğince ihtilaf konusu alacağın devir tarihinden önceki döneme ait olması nedeniyle üstlenilen bu zararın Fon tarafından ödenmek zorunda kalındığından oluşan banka zararında sorumluluğu belirlenen ilgililerden zararın talep ve tahsilini teminen Banka lehine doğan bu alacağında Fon tarafından devir ve temlik alındığını, bu kapsamda dava konusu alacak yönünden dava ehliyetini haiz olduğunu savunmuştur.....’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ...’na devredilmesine ilişkin 06.12.2000 tarihli ve 123 sayılı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararının iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesi’nde açılan davada, kesinleşen 15.12.2005 tarihli karar ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.İdari yargılamada verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararları geriye yönelik olarak sonuç doğuran kararlar olup; Danıştay’ın, sözkonusu kararların ne sûrette uygulanması gerektiğine dair kazaî ve istişarî kararlarında, yürütmenin durdurulması veya iptal kararları gereğince dava konusu işlemin ve buna bağlı olarak tesîs edilen diğer işlemlerin hiç tesîs edilmemiş hale getirilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.Davacı Fon’un talep ettiği alacağın ....’nin devrinden önce oluşan banka zararından kaynaklandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, Mahkemece dosyadaki bilgi, belgeler ve bilhassa hisse devir sözleşmesi, temliknameler ve söz konusu Danıştay’ın kesinleşen iptal kararı dikkate alınarak davacı Fon’un dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerekirken eksik incelemeyle işin esası hakkında karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davalı ... yararına takdir edilen 1.350.00 TL.duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 19/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.