Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 33055 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29732 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 17. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2014NUMARASI : 2012/278-2014/360DAVA :Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, görevsizlik kararı vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 23/01/2009 - 17/12/2009 tarihleri arasında asgari ücret ile çalıştığını, davalı tarafından yapılan sayımda mal eksik çıktığı gerekçesiyle zarar miktarı kadar senet imzalamasını istediklerini, müvekkilinin kabul etmemesi üzerine haklarını vermeyeceklerini ve mağazadan çıkamayacağını söyleyerek zorla 10 adet tarih ve miktarı yazılmayan senetleri imzalattırdıklarını, boş senetleri de koz olarak kullanarak zorla ibranamede imzalattıklarını, ibraname ile senetlerin 17/12/2009 tarihli olduğunu, müvekkilinin açtığı işçilik alacakları davasını kazanınca senetlerin işveren tarafından icraya konulduğunu iddia ederek anılan senetler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, görev ve yetki itirazında bulunmuş, ayrıca, davacının 17.12.2009 günü yapılan sayımda 6.000,00 TL tutarında mal kaybına sebebiyet verdiğini, davalı tarafa borçlu olduğunu, davacının özgür iradesi ile borcuna karşılık senet verdiğini, olayın tutanaklarla sabit olduğunu açıklamıştır.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davacının iş akdi feshedildikten sonra davacı ile işveren arasındaki işçi - işveren ilişkisi sona erdiğinden fesihten sonraki tarihlerde taraflar arasında iş ilişkisine dayalı olarak düzenlendiği anlaşılamayan 10 adet senet düzenlenmesinin iş ilişkisi dışında hukuki bir konu olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.D) Temyiz:Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe:Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. Kanunun 2 nci maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır. İşçi ve işveren sıfatları aynı kişide birleşemez.Yasanın 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir. İş sözleşmesini eser ve vekâlet sözleşmelerinden ayıran en önemli ölçüt bağımlılık ilişkisidir. Her üç sözleşmede, iş görme edimini yerine getirenin iş görülen kişiye (işveren-eser sahibi veya temsil edilen) karşı ekonomik bağımlılığı vardır. İş sözleşmesini belirleyen ölçüt hukukî-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukukî bağımlılık işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerir. İşçi edimini işverenin karar ve talimatları çerçevesinde yerine getirir. İşçinin işverene karşı kişisel bağımlılığı ön plana çıkmaktadır. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini, işçinin işverenin talimatlarına göre hareket etmesi ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır. İşin işverene ait işyerinde görülmesi, malzemenin işveren tarafından sağlanması, iş görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat alması, işin iş sahibi veya bir yardımcısı tarafından kontrol edilmesi, işçinin bir sermaye koymadan ve kendine ait bir organizasyonu olmadan faaliyet göstermesi, ücretin ödenme şekli, kişisel bağımlılığın tespitinde dikkate alınacak yardımcı olgulardır. Bu belirtilerin hiçbiri tek başına kesin ölçüt teşkil etmez. İşçinin işverenin belirlediği koşullarda çalışırken kendi yaratıcı gücünü kullanması ve işverenin isteği doğrultusunda işin yapılması için serbest hareket etmesi bağımlılık ilişkisini ortadan kaldırmaz. Çalışanın işyerinde kullanılan üretim araçlarına sahip olup olmaması, kâr ve zarara katılıp katılmaması, karar verme özgürlüğüne sahip bulunup bulunmaması bağımlılık unsuru açısından önemlidir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.Somut olayda, taraflar arasındaki iş ilişkisinden dolayı davaya konu senetlerin alındığı ve bu nedenle davaya bakmak görevinin İş Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla, davaya devam yerine görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirkmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.