Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 33046 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 29743 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : BALIKESİR 1. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 16/06/2014NUMARASI : 2014/191-2014/412DAVA :Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, işçilik hak ve alacaklarının tahsili için başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini talep etmiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkeme, bozma üzerine yapılan yargılama ile toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. D) Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. E) Gerekçe:1-Uyuşmazlık konusu takibin O.. G.. Süt ve Petrol Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şirketi aleyhine yürütüldüğü, ayrıca davalı vekilinin O.. G.. Süt ve Petrol Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şirketi adına vekâletnameyi ibraz edip, bu şirketi temsilen yargılamayı sürdürdüğü anlaşılmakla, karar başlığında, davalı mevkiinde O.... Süt ve Petrol Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. nin gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.3-Davacı iş akdinin haksız olarak sona erdirildiği iddiasıyla hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının tahsili için icra takibi başlatmış ve bu takibe itiraz eden işveren ise işi kendisi bırakarak başka bir işte çalışmaya başlayan davacının herhangi bir tazminat ve alacağının bulunmadığını savunmuştur.Yapılan yargılamada Mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararın Dairemizce bozulmasını müteakiben bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile takibin 5.472,52 TL asıl alacak ve faiz yönünden devamına, asıl alacak üzerinden %20 icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmiştir.Bilindiği üzere Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir (Yargıtay 9.HD. 24.10.2008 gün 2007/30158 E, 2008/28418 K.). O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır. Ancak, Yasada izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur. Bununla birlikte, faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir. İhbar tazminatı bakımından da uygulanması gereken faiz oranı yasal faiz olup, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesine göre ödenmesi gereken ihbar tazminatında faize hak kazanabilmek için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Bununla birlikte bireysel ya da toplu iş sözleşmesiyle, iş sözleşmesinin feshi halinde ihbar tazminatının ödeme zamanıyla ilgili olarak açık bir hükme yer verilmişse, belirlenen ödeme tarihi faiz başlangıcı olarak esas alınır (Yargıtay 9.HD. 24.10.2008 gün 2008/30158 E, 2008/28418 K.).4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre ise, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır.Somut olayda; davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarını takip konusu yapmış olup, bu takipte asıl alacağın yanı sıra hangi alacak kalemine ilişkin olduğunu açıklamadan " 1.281,39 TL. işlemiş faiz alacağı" talebinde bulunmuştur.Mahkemece işlemiş faiz alacağı talebinin hangi alacak kalemine ilişkin olduğu açıklatılmamış ve hesaplama yapılmamıştır.İşlemiş faiz alacağı ayrı bir alacak kalemi olup, hesaba muhtaçtır.Bu nedenlerle Mahkemece işlemiş faiz alacağı talebinin hangi alacak kalemine ilişkin olduğu açıklatılmadan ve hesaplama yapılmadan, hükümde miktarı da belirtilmeden " takibin faiz yönünden devamına ” şeklinde hüküm kurulması hatalıdır.4- Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık icra inkâr tazminatı noktasında toplanmaktadır.Takip konusu hak ve alacakların özü, davacının müstehak olup olmadığı taraflar arasında ihtilaflı olup, yargılamayı gerektirdiğinden alacak likit değildir.Bu nedenlerle Mahkemece davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.5- Ayrıca Mahkemece takip konusu asıl alacak kalem kalem ayrıştırılıp, miktarları, yürütülecek faiz türleri ve hükmedilen alacakların net mi, yoksa brüt mü olduğu ayrı ayrı gösterilmeden hüküm kurulması da HMK. nun 297/2. maddesinde belirtilen " hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde olması " gerektiğine ilişkin amir hükmüne aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.