MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı, davalıya ait işyerinde Şubat 2005 tarihinde hizmet akdiyle çalışmaya başladığını, 31.03.2012 tarihine kadar aralıksız aşçı yardımcısı olarak çalıştığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, ücret ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacı ile davalı Bakanlık arasında hizmet akdinin söz konusu olmadığını, davacının çalıştığı eklentinin, 178 sayılı ..........................Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 13.Maddesinin b fıkrasına uygun olarak davacının çalıştığı firmaya kiralandığını, davacıyı işe alan istihdam eden, işten çıkaran ücretini ödeyenin davalı ................. olmayıp, dava dışı kiralayan şirket ............ olduğunu savunarak, davanın ............ açısından husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiştir.C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:Mahkemece, ..............' nün bulunduğu binadaki kantinin ve yemekhanenin dava dışı şirketlere kiralandığı ve davacının kiralayan şirket işçisi olarak kiralanmış olan yerde çalıştığı, davalı ......... ile dava dışı şirket arasında asıl alt işveren ilişkisi değil, kiracı kiralayan ilişkisi mevcut olduğu belirtilerek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemenin ilk kararı davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 20.11.2014 gün ve .......... E. .......... K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamında özetle; “Taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın, davalı Bakanlık ile davacının çalıştığı dava dışı şirketler arasındaki hukukî ilişkinin tespiti ve bunun işçinin işçilik haklarına etkileri konusunda toplandığı, somut olayda davalı Bakanlığın, ..................... görevli personele verilecek yemek işini dava dışı ..................devrettiği, bu devir her ne kadar kira akdi ile yapılmış ise de yapılan bu işlemin alt işverenlik ilişkisini örtmeye yönelik olup, davalı ...... asıl işveren olduğu gerçeğini ortadan kaldırmadığı, davalı................asıl işveren olarak alt işveren işçilerine karşı da sorumluluk altında olduğu, Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu,” belirtilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulmuş ve yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz:Bozmadan sonra verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.E) Gerekçe:1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde ..........’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (........). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir(...........). Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf haftada 6 gün 07:30-19:00/20:00 saatleri arasında çalıştığını iddia ederek fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuş ve tanık deliline dayanmıştır. Davalı taraf ise, davacının fazla çalışma yapmadığını savunmuştur.Yerel Mahkemece ispatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiş ise de, davacı tanıklarının anlatımları değerlendirildiğinde davacının davalı işyerinde aşçı yardımcısı olarak haftanın 6 günü 07:30-19:00 saatleri arasında çalıştığı ve ara dinlenme süresinin 1,5 saat olduğu, ara dinlenmelerin çalışma sürelerinden düşülmesiyle haftalık çalışma süresinin 60 saat olup, buna göre haftalık 15 saat fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının fazla çalışma ücreti alacağının buna göre hesaplatılıp taktiri indirim de yapılarak hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddi hatalıdır. 3-Genel bütçeye dâhil olan ve bu nedenle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesine göre harçtan muaf olan davalı .......... harç yüklenmesi usul ve yasaya aykırıdır.4-Hükmedilen miktarların “net” mi yoksa “brüt” mü olduğunun hüküm fıkrasında belirtilmemesinin hükmün infazında tereddüt yaratacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.F) Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.