Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 32441 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 36892 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ANKARA 17. İŞ MAHKEMESİTARİHİ : 29/08/2012NUMARASI : 2008/1165-2012/558DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ücret alacağı, yemek ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı isteminin özeti: Davacı vekili, iş aktinin davalıca haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, asgari geçim indirimi ve yemek ücreti alacaklarını istemiştir. B)Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, derdestlik itirazında bulunup, taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. C)Yerel Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, sübut bulduğu gerekçesi ile asgari geçim indirimi haricindeki taleplerin kabulüne karar verilmiştir. D)Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. E)Gerekçe: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacın??n aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut olayda, dava dilekçesinin "dava konusu" kısmında "vergi iadesi" alacağı da diğer alacaklar arasında sayılarak hepsi için toplam 1000 TL. talep edilmiştir. Dava dilekçesinin açıklama kısmında ise ödenmediği ileri sürülen alacaklar sayıldıktan sonra "ayrıca vergi iadesinin de hâlâ ödenmediği" belirtilmiştir. Yine dava dilekçesinin açıklama kısmında, ödenmediği ileri sürülen alacakların adları ile tek tek belirtilmesinin ardından "diğer alacaklar için de yasal faiz" istediği de açıklanmıştır. Dava dilekçesinin "istem sonucu" kısmında alacakların adlarını tek tek sıralanıp, "diğer alacaklar için yasal faiz" ve tüm talepler için toplu olarak 1000 TL talep edilmiştir. Bilirkişi raporunda dava dilekçesinde vergi iadesi talebi olmadığı, belge vermediği gerekçesi ile bu konuda bir hesaplama yapılmadığı görülmektedir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bu hususu dile getirmiştir. Ek bilirkişi raporunda ise davacının fiş verdiğini ispatlayamadığı gerekçesi ile hesaplama yapılmamıştır. Davacı vekilinin dosyadaki bir dilekçesinde asgari geçim indirimi alacağına hükmedilmesi gerektiğinden bahsolunduğu görülmektedir. Davacı vekili talep edilen alacakların miktar olarak açıklanmasına dair dilekçesinde ise asgari geçim indirimi alacağı talebini açıkça belirtmiştir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının asgari geçim indirimi talebi olmadığından söz edilemeyecektir. Asgari geçim indirimi alacağının tespiti için belge de aranmamaktadır. Bu nedenle, asgari geçim indirimi alacağının ödendiğide ispatlanamadığından bu alacağın hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır. 3- Davacı vekilinin ıslah dilekçesine karşı davalı vekilinin yaptığı zamanaşımı savunmasının, 6100 sayılı HMK'na göre ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğinden itibaren 2 hafta içinde yapılması gerekmektedir. Davalı vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı savunması belirtilen süre de olmadığından, ıslaha karşı süresinden sonra yapılan zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığının düşünülmemesi hatalıdır. 4- Dosyada birden fazla bilirkişi raporu bulunmaktadır. Mahkemece hangi bilirkişi raporunun hangi şıktaki hesaplamasına itibar edildiğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklanmaması isabetsizdir. Mahkeme kararının gerekçesinde %30 takdiri indirimden bahsedilmiş ise de, Mahkemece hangi bilirkişi raporunun hangi şıktaki hesaplamasına itibar edildiği açıklanmadığından, yapılan takdiri indirim miktarının denetime elverişli şekilde ortaya konmaması hatalıdır. 5- Dosyada davalıdan sadır olduğu belirtilerek davacı tarafından delil olarak dayanılan bir kısım el yazısı, imzasız- kaşesiz ve başka bir şirketin antetini taşıyan belgeler bulunmaktadır. Bu belgelere Mahkemece itibar edildiği anlaşılmaktadır. Davalının, Mahkeme kararını temyiz etmediği anlaşılmıştır. O halde, bu belgelerde belirtilen fazla mesai süreleri irdelenerek ait oldukları dönemler açısından bu belgelerde yazılan fazla mesai süreleri esas alınmalı, bu belgelerde yazılı fazla mesai sürelerinden takdiri indirim de yapılmamalıdır.6- Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir. Somut olayda, fazla mesai süresinin hesabında, günlük 10 saat çalışmadan 1saat yerine 1,5 saat ara dinlenmesi düşülmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.